“SESLER BİR ARADA AÇIKHAVA'DA"

 

Ülker Uncu - Feryal Öney / 10.09.2006
 

 

Ortaya çıktığı günden bu yana "halkların kardeşliği" dramaturjisini temel alan Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu (BGST) "Kardeş Türküler" projesinin -yaklaşık yedi yıldır- Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda sergilendiği gösterilerde, bu toprakların şarkı ve danslarını birlikte sergileyerek halkların barış içinde bir arada yaşama isteğini vurgulamaya çalışmaktayız. Bunu yaparken de, kimlikte, kültürde, inançta ya da konuşulan dillerde varolan her türlü farklılık ve ortaklığa vurgu yapmayı temel alıyoruz. Bu yılki gösterimizde bir adım daha atarak, birlikte yaşama isteğimizi sahne üzerinde daha somut ifade edebileceğimiz bir gösteri projesini gündeme getirdik.
22 Haziran 2006'da Cemil Topuzlu Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda sunduğumuz bu gösteride, BGST ve Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü (BÜFK) ile birlikte, Ermenice şarkılar söyleyen Sayat Nova Korosu, Laz Kadın Korosu Dalepe Nena, Roman müzisyenler Sarıköylü Tevfik ve Arkadaşları, Diyarbakır Belediyesi Çocuk Korosu ve Mitrib çocuklardan oluşup Diyarbakır Sur Belediyesi çatısı altında çalışmalarını yürüten Gêdén Bajer Ritim Topluluğu sahne aldı. Temel derdimiz, dayanışma yoluyla ortak bir gösteri hazırlamak ve "toplumsal barış" talebimizi daha güçlü bir şekilde ifade etmekti.
90'lı yıllar boyunca yürütülen kimlik mücadeleleri ve AB süreciyle birlikte, 2000'li yıllar, Türkiye'de kültürel kimliklerin kendini ifade etmesi önündeki engelleri kaldırmada -Kardeş Türküler projesinin ortaya çıktığı ilk yıllarla karşılaştırıldığında- nispî bir mesafenin alındığı yıllar oldu. Ancak, kültürel kimliklerin tanınması bağlamında önemli aşamalar kaydedilmiş olsa bile, son yılların resmi politikaları, bunların bir alt-üst ilişkisi içinden algılanmasını dayatmakta. Bugün savaş rüzgârlarının estiği, milliyetçiliğin tekrar yükselişe geçtiği bir ortamda, toplumsal barış talebini güçlü bir şekilde dile getirmenin yollarının da birlikte üretmekten, dayanışmaktan, platformlar oluşturarak sesimizi yükseltmekten geçtiğini düşünüyoruz.

“Sesler Bir Arada...”
Böylesi bir platformun ilk adımlarından biri olarak nitelediğimiz “Sesler Bir Arada Açıkhava'da...” gösterimize, Gêdén Bajer'li çocukların sahnenin önüne gelerek başlattığı davul solosunun ardından, Ermenilerin Hampartzum olarak adlandırdığı bahar bayramını anlatan “Es Kişer Hampartzum e/Bugün Bayram Günüdür” adlı Ermenice-Türkçe şarkı ile başladık. Gêdén Bajer ve Sayat Nova Korosu ile birlikte, BGST'li dansçı ve müzisyenlerin yer aldığı bu kalabalık sahnede, baharı birlikte karşılayan halkların coşkusunu yansıtmak istedik. Vakt-i zamanında Doğu Anadolu'daki Ermeniler, Hampartzum'u panayır ortamında, güreşlerin, yarışmaların düzenlendiği ve bütün bir gün süren eğlencelerle kutluyorlardı; BGST Dansçılarının sergilediği Hampartzum dansı ile, bu ortamı sahneye taşıyan, bu eğlencelerin coşkusunu yansıtan bir sahne tasarladık.
Ardından, ilk albümden bu yana Kardeş Türküler repertuvarında yer alan ve bu gösteri için Sayat Nova Korosu ile birlikte yeniden düzenlediğimiz “Zepür gı Tarnam”ı beraber icra ettik. Bu şarkıdan sonra Sayat Nova Korosu, Ermenice bir ilahi olan “Amen”i seslendirdi. Ve ardından, koronun yıllardır severek seslendirdiği "Akh Nino"yu birlikte seslendirdik.
Bu yılki Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu gösterisinde, 2006 Mart'ında Diyarbakır'daki protestolarda hayatlarını kaybeden çocukları özellikle anmak istedik. Diyarbakır Çocuk Korosu ile seslendirdiğimiz şarkılarla bugün aramızda olmayan o çocukları anarak barışa hemen şu anda ihtiyaç duyduğumuzu ve bunun mümkün olduğunu vurgulamayı hedefledik. "Diyarbekir", "Nevruz Türkü" ve -Mitrib çocukların da sahneye gelerek davullarıyla eşlik ettiği- Türkçe-Kürtçe anonim bir türkü olan "Esmer / Esmerim Biçim Biçim"i Diyarbakır Çocuk Korosu ile birlikte söyledik.
Sayısız bestesiyle tanınan Roman müzisyen Sarıköylü Tevfik ve Arkadaşları'yla yaptığımız çalışmalarda, bu gösteri için iki şarkı hazırladık: “Abe Miçay” ve “Anako”. Sarıköylü Tevfik'in bestesi olan Romanca-Türkçe “Abe Miçay”ı, ortak çalışmalarda düzenledik. Bu çalışmalarda doğaçlanan bir uzun havayı da “Abe Miçay” şarkısının girişine ekledik. Geçen yıl çıkan "Kardeş Türküler-Bahar" albümünde seslendirdiğimiz -ve dans-müzik gösterilerinde BGST'li dansçı arkadaşlarımızla birlikte icra ettiğimiz- "Anako-Gel Bize Keriz Edelim"i ise, Sarıköylü Tevfik ve Arkadaşları'nın da katılımıyla, hep birlikte icra ettik.
Yine bu yılki gösterimizde, Laz kadın korosu Dalepe Nena ile birlikte iki geleneksel Laz türküsü hazırlayıp seslendirdik: "Heyamo" ve "Moxtu". Bir iş şarkısı olan "Heyamo", Karadeniz'de kadınların birlikte iş yaptığı birçok ortamda söylenen bir şarkı; Moxtu ise bir Laz horonu... Bu şarkılar, gösteride sadece kadın müzisyenler tarafından çalınıp söylendi.
Konuk korolarla ve müzik topluluklarıyla birlikte hazırlanan bu bölümlerin [*] dışında, “Sesler Açıkhava'da Buluşuyor...” gösterisinde, çeşitli temalarda farklı vurguların dile getirildiği öbekler de bulunmaktaydı. Bu topraklardaki dinlerin kardeşliği; bahar bayramlarını birarada kutlayan halkların birlikteliği; kadınların özgürlük ve demokrasi mücadelesi gibi temalar, gösteride öne çıkarmayı hedeflediğimiz temalardandı.

Kadın şarkıları…
Kardeş Türküler'in geçen yıl Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda sunduğu gösteride, şarkıları sadece kadınların çalıp söylediği bir bölüm yer aldı. Bu bölüm, BGST'li ve BÜFK'lü kadınların üniversitede başlattıkları bir geleneğin Kardeş Türküler projesine de taşınmasıyla gerçekleştirildi. BGST'li kadınlar, üniversite yıllarından bu yana, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri düzenliyor ve bu çerçevede, her aşaması sadece kadın emeğine dayanan çeşitli prodüksiyonlar hazırlıyor. Buradaki çalışmalar "Gülsüm" şarkısı ile Kardeş Türküler'in “Bahar” albümüne ve geçen yılki Açıkhava gösterisine de taşındı. Bu yılki gösterinin bir bölümündeki şarkılar da sadece kadınlar tarafından hazırlandı ve icra edildi. Dalepe Nena'yla birlikte seslendirilen Lazca şarkılar, kadın şarkıları öbeğinin ilk iki şarkısını oluşturdu. Daha sonra "Gülsüm" ve "Güldünya" seslendirildi. BGST'li kadın müzisyenlerin Türkiye'de gerçekleştirilen namus cinayetlerine tepkilerini dile getirmek üzere iki yıl önce yazıp bestelediği “Güldünya”, daha önce sadece kadın etkinliklerinde ya da kadın eylemlerinde seslendirilmişti. Düzenlemesi yeniden ele alınan bu şarkı, kadın öbeğine taşındı

Dinlerin kardeşliği....
Anadolu'da yüzyıllar boyunca tıpkı Alevilik gibi, Sünni geleneğinde de ortodoks İslama muhalif öğeler yer alıyor. Bu yönüyle Alevilik ile Sünniliğin birçok yönden ortaklıklar barındırması noktasından hareketle, geçtiğimiz yıl, Anadolu'da "halkların kardeşliği" vurgusunun yanı sıra "dinlerin kardeşliği"ne de dikkat çekmek istedik. Kardeş Türküler'in son albüm projesi sürecinde de, Sünni müzik geleneğinden örneklerin Kardeş Türküler projesinde yer edinmesi gerektiği noktasında ortaklaşılmış ve “Bahar” albümünde, bu gelenekten yola çıkılarak hazırlanan bir ilahi olan “Medet” seslendirilmişti. Bu yıl Açıkhava gösterisinde yine "dinlerin kardeşliği"ni vurgulamak amacıyla Alevi semahları ve Sünni tarikat danslarının art arda sergilendiği bir öbek hazırlandı. Kürtçe (Kurmancî) "Demme" semahı ve "Medet" adlı ilahiyle yapılan danslarda, ayinlerdeki atmosfer, farklılıklarının yanında ortaklıkları da öne çıkarılarak yansıtılmaya çalışıldı.
Bu yıl “Sesler Açıkhava'da Buluşuyor....”da Alevi deyişi ve Sünni ilahisinin yanında Sayat Nova'nın da "Amen" adlı Ermenice ilahiyi seslendirmesi ile, Anadolu Hıristiyanlığı, Aleviliği ve Sünniliğinin bir aradalığı, özellikle vurgu alan noktalardan biri oldu.

Ortak çalışmalar...
Sayat Nova Korosu ve Ermeni cemaatiyle ilişkimiz, Kardeş Türküler projesinin ilk yıllarına dayanmakta. Sayat Nova Korosu'nda yer alan dostlarımız, ilk konserlerimizden bu yana -özellikle Ermeni müzikleri ile ilgili çalışmalarda- destek olmuş, repertuvar seçiminden sözlerin deşifre edilmesine; Türkçeye çevirisinden diksiyon-artikülasyonların çalıştırılmasına dek her konuda BGST ile dayanışmalarını sürdürmüşlerdir. Hazırlanan albüm ve konserlere dair görüş ve eleştirilerini her zaman yapıcı bir tavırla bizlerle paylaşmışlardır.

Dalepe Nena ile ilişkimiz de, müzik ve Karadeniz kültürüne dönük araştırmalarda bir işbirliği, eğitim desteği ve ortak tartışmalara dayanıyor.
Bu anlamda, ortak bir üretimin içinde toplumsal barışı birlikte vurgulamak istediğimiz bir gösteri için, ilk önce bu iki koro ile çalışmaya başlamamız bir tesadüf değildi.

Sarıköylü Tevfik ile “Bahar”albümünün hazırlığı sırasında başlayan ilişkimiz, ortak çalışmalarla Harbiye Açıkhava Gösterisi'ne taşındı.

Diyarbakır Çocuk Korosu ve Gêdén Bajer Ritim Atölyesi ile ilişkilerimiz ise bu yıl yaptığımız Diyarbakır ziyaretleri ve Kardeş Türküler'in bu yılki Diyarbakır Festivali'ne katılımı sırasında kuruldu.
Gösteri çalışmaları üç ay önceden başladı ve -Diyarbakır Çocuk Korosu ve Gêdén Bajer ile Diyarbakır'da yapılan çalışmaların dışında- İstanbul'da yapıldı. Sürecin başında İstanbul'daki topluluklarla bir araya gelerek gösteri formatını, ortak çalışmaları ve gösteri işlerini konuştuğumuz bir toplantı yaptık. Diyarbakır'a giderek projeyi ve birlikte çalışma önerimizi ilettik. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Diyarbakır Sur Belediyesi, projeye sıcak baktıklarını, bu konuda bizimle dayanışma içinde olacaklarını belirttiler. Proje kabul edildikten sonra da, ortak çalışmalar için Diyarbakır'a birkaç kez daha gittik. Gösteriden önceki hafta Diyarbakır'dakiler de İstanbul'a geldi ve bütün kadro gerekli son ayrıntı çalışmalarını tamamlandık.
BGST ve katılan toplulukların yanında, gösterinin bir başka bileşeni ise BÜFK'lü öğrenci arkadaşlarımız idi. BÜFK'ün bu yıl hazırladığı "SESLER" gösterisinin bazı sahneleri için BÜFK ve BGST'li dansçı ve müzisyenler ortak çalışmalar yürüttüler. Açıkhava gösterisinin ilk sahnesi olan "Hampartzum" sahnesinin çalışmaları BÜFK'ün gösterisi için birlikte çıkarıldı ve daha sonra BGST gösterisine taşındı. Bu sahne için BGST'nin yaptığı arka plan okumaları BÜFK'le paylaşıldı ve sahne, bu okumalara dayanarak hazırlandı.
Aynı şekilde, Diyarbakır Çocuk Korosu ile birlikte seslendirilen şarkıları BÜFK'lü ve BGST'li müzisyenler birlikte çalıştı ve Açıkhava'da birlikte sergiledi.
Son yıllarda, ortak konserlerin birçoğu -piyasa koşullarının da zorlamasıyla-ortak üretime dayanan yeni açılımları hedeflemek yerine daha çok, geniş bir seyirci kitlesine ulaşma kaygısıyla gerçekleştiriliyor. Gösteri sırasında yürüttüğümüz ortak çalışmaların, piyasa koşullarıyla şekillenen ortaklıklara bir yanıt oluşturmasını hedefliyoruz. Bu yüzden 22 Haziran gösterisinde, bir alternatif oluşturma kaygısıyla, repertuvarın belirlenmesinden gösteri formatının oluşturulmasına; düzenlemelerden sunuma kadar tüm süreçlerin birlikte tartıştıldığı ve kotarıldığı bir süreç örgütlemeye çalıştık. Temel dramaturjimiz; “toplumsal barış”ı vurgulamak üzere dayanışmak ve ortak bir gösteri çıkarmaktı. Gösteriyi birlikte hazırladığımız grup / topluluklar dışında, şimdiye dek Kardeş Türküler albümlerinin prodüktörlüğünü üstlenen KALAN Müzik'in maddi ve manevi desteklerinin de, yukarıda bahsi geçen -piyasa koşullarının belirlediği- tarzın dışında bir ilişki biçimine örnek teşkil ettiğini düşünüyoruz.

Prodüksiyon işleri….
Dayanışma amacıyla oluşturulan bu tür platformlarda nasıl bir çalışma sistematiğine ihtiyaç duyulabileceğini, böylesi kalabalık ve çok odaklı prodüksiyonlarda aksaklık çıkmaması için nasıl bir organizasyona gidilmesi gerektiğini açıklamak amacıyla, yazıda “prodüksiyon işleri” başlığı altında bir bölüme de ihtiyaç duyduk.
Yaklaşık olarak yüz kırk kişinin sahneye çıktığı bu gösterinin hazırlık aşamasında, gösteride yer alanların yanı sıra, yirmiden fazla BGSTli çalıştı. Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu üyesi olup da, sahne üstü görevi olmayan iki arkadaşımız, süpervizörlük görevi üstlendi. Gösterinin dramaturjisinin oluşturulması, akışının belirlenmesi, sahne üstü çalışmalarının genel gidişatı, kısaca sürecin başından sonuna kadar takip ve sorumluluğunu bu iki arkadaşımız aldı. Dansçı ve müzisyenlerden oluşan bir reji, BGST içindeki dans ve müzik çalışmalarının organizasyonunu, sahnelerin oluşturulmasını, gösteriye katılan koro ve müzisyenlerle ilişkiyi ve iletişimi, gösteri bütçesinin tutulmasını ve organizasyon firmasıyla ilişkileri üstlendi.

Bundan önceki yıllardaki BGST prodüksiyonlarından edinilen deneyimlere dayanarak, her türlü teknik ve organizasyon detayı, gösteri çalışmaları başlarken öngörülmeye çalışıldı ve gösteri kadrosu ile sahne üstü gösterimde yer almayan BGST'liler bu işleri paylaştı. Prodüksiyon amirliğini üstlenen bir kişi, program dergisinden ses ve ışık ile ilgili teknik işlere; tanıtım ve bütçeden kostümlere kadar her türlü ayrıntılı işin takibini yaptı ve bu işleri yapanlarla, reji ve süpervizörler arasındaki iletişimin sürekliliğini sağladı. Işık ve ses sistemi için detaylı ön hazırlıklar yapıldı; ses-ışık firmasıyla yapılan ön toplantılarda, sahne tasarımı ile ses ve ışığa dair tüm teknik ayrıntılar görüşüldü. Doğal olarak genel prova öncesi son iki çalışma, şarkı ve dansların ayrıntılarına değil, gösterinin bütününün trafiğine, sahne ve kulis düzenine, şarkı geçişlerinde oluşabilecek teknik sorunların giderilmesine ayrıldı.

Son olarak...
22 Haziran 2006'da, Cemil Topuzlu Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda sunduğumuz bu gösteri, izleyenlerden genellikle olumlu tepkiler aldı. Bu gösterinin ardından, bir arada ve dayanışarak, söylemek istediklerimizi daha güçlü ifade edebildiğimizi gördük. Elbette eksikleri vardı; ama bunu bir ilk adım olarak değerlendiriyor, önümüzdeki dönemlerde, Kardeş Türküler projesi çerçevesinde, amatör müzik çalışmaları yapan grup ya da topluluklarla birlikte araştırmalar yapmak; bu araştırmalardan çıkacak sonuçları çeşitli dergi, kitap vb. yayınlar aracılığıyla kamuyla paylaşmak ve düzenleme deneyimlerimizi birlikte geliştirmek; ortaya çıkacak ürünleri birlikte sergilemek istiyoruz.

[*] Bu noktada şunu da belirtmek gerekir ki, çalıştığımız topluluklarla bu kadar kısa bir zaman zarfında, tam anlamıyla ortak bir düzenleme ve yorum anlayışı geliştirebildiğimiz henüz söylenemez. Ancak biz, bu yıl yapılanları bir başlangıç olarak görüyoruz...


 

 

 

<< diğer yazılar