<<diğer haberler

AKŞAM /27.04.2011

Çocukların gözünden dünyayı anlatıyorlar

Kardeş Türküler, yeni albümleri 'Çocuk (H)aklı' ile hayranlarıyla buluştu



Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu bünyesinde, 1995 yılında çıkardıkları ilk albümden itibaren, ''halkların kardeşliği'' vurgusunu, ustaca kullandıkları ezgilerle, dinleyicilere ulaştıran Kardeş Türküler, yeni albümleri, ''Çocuk (H)aklı'' ile uzun süredir beklenen yeni şarkılarını, hayranlarıyla buluşturdu.

Yeni albümlerinde, çocuk aklının, saflık, masumiyet ve cesaretiyle yapılan şarkılarla, dünyada yaşanan sorunları çocukların gözü ve dilinden anlatan grup, şarkılarıyla, sorunların, çocuklar gibi ön yargısız bakışlar sayesinde çözülebileceğini anlatıyor.

Albümün, İstanbul'daki tanıtım konserinden önce soruları yanıtlayan grubun solisti Feryal Öney, 2005 yılında Bahar isimli albümlerinden sonra geçen süre içinde bireysel ve topluluk olarak çalışmalar sürdürdüklerini belirterek, ''Yaşadığımız şehri ve durumları kendimiz anlatma çabası içine girdik. Bu, bizi yeni besteler yapmaya itti. Arto Tunçboyacıyan ile tanışmamızın ardından beste çalışmalarımız hızlandı. Çocuklar ile ilgili yaptığımız eserlerin üst üste gelmesi bizde bu albüm fikrini oluşturdu'' diye konuştu.

'NE YAPSALAR HAK VERMEMİZ GEREKİYOR'
Çocukların, artık hayata bir sıfır yenik başladığını söyleyen Öney, ''Günümüzde, çocuklar, çok daha fazla mücadele etmek zorundalar. Kentsel dönüşümle aileleri göç ettirilen çocukların çektiklerini düşünün. Çocuklar kimliklerini sonradan edinmiyorlar. Kürt, Hristiyan, Ermeni veya Türk olmak onların tercihleri değil. Ama öyle bir hayatın içinde öyle bir durum oluşuyor ki insanların eşit olmadıkları farklı koşullarda yetiştikleri bir ortama geliyorlar. Bu yüzden onlar ne yapsalar hak vermemiz gerekiyor'' dedi.

Öney, ''1-0'' isimli parçada, midyecilik, pilav satıcılığı, çakmak satıcılığı gibi birçok işi deneyen bir çocuğun anlatıldığını belirterek, çocuğun, şarkıda, sürekli zabıta ve polis tarafından kovalandığının ve hiçbir işi yapamayacak duruma gelmesi durumundaki duygularını aktardıklarını ifade etti.

Feryal Öney, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Biz, kapkaççılara hep kötü bir durum olarak bakıyoruz. Bir çocuk kapkaççı durumuna gelmeden önce hayata tutunmak için birçok şeyi denemiş olabilir. Ancak ona biz izin vermemiş olabiliriz. Çocuk aklı, olaylarla ilgili çok ince ayrıntıları fark etmektir. Çocuklar ezberlerle zihni dağılmamış, bastırılmamış, susturulamayan, çok enteresan sorularla karşımıza çıkabilir. Ancak, çocuklar, daha sonradan öğretilen ezberlerden uzak oldukları için dünyaya daha özgür bakarlar. Bu yüzden dünyaya onların gözünden bakmaya çalıştık.''

Çocukların da vatan özlemi çekebileceğini anlatan bir Çeçen ezgisini, Fenerbahçe Mülteci Kampı'ndaki bir Çeçen çocukla birlikte çalıştıklarını anlatan Öney, ''İbrahim isimli Çeçen genç, bize yaptığımız işin kendileri için çok anlamlı olduğunu söyledi. Çeçenlerin, insanların aklında hep şiddet görüntüleriyle kalmasından çok rahatsızlar ve bunun sonuçlarını hayatlarında öyle yakından hissediyorlar ki onların ağzından vatan özlemini anlatan bir şarkı yapmamız bizi birbirimize yakınlaştırdı'' şeklinde konuştu.

'SEN OLSAN ÇEKER MİSİN?'
Karagümrük'teki kargaşalı hayatı içinde yaşaşan Nazar isimli kızın anlatıldığı bir parçada, annesi ve babasından uzakta bir çocuğun hayat mücadelesinin zorluklarına rağmen gülebilmesinin öneminin anlatıldığını belirten Öney, ''O kadar acısı olmasına rağmen gülüp eğlenen, koşup oynayan bir kız 'Sen olsan bu hayatı çeker misin?' diyerek derdini anlatıyor. Keşke insanlar hayata böylesine tutunabilse'' dedi.

Öney, şunları kaydetti:

''Bu ülkede yaşayan farklı kimlikli insanlar bir şeyler yapıyor, bir yola giriyorlarsa, onun bir sebebi vardır. Bir arada yaşamamız, eşitlik olduğu anlamına gelmiyor. 'İnsanların kimlikleri vardır' demek artık yeterli değil. Bir arada nasıl yaşayacağımızı, müziğin diliyle nasıl yaşayacağımızı hem kendimize hem de insanlara soruyoruz. Herkesin eşit olduğu, kimsenin kimseyi alt kültür olarak görmediği bir memleketi hayal ediyoruz. Bu hayal için küçüklükten beri öğretilen önyargılarımızdan arınmak gerekir. İnsanların önce zihnini temizlemesi gerekiyor.''

Sıcak ya da iç savaşın ilk önce çocuk ve kadınları etkilediğini belirten Öney, ''Kadın cinayetlerinin artması ve günlük dilimize yerleşen şiddet çok tehlikeli. Çocuklar savaşçı doğmuyor. Doğuştan Ogün Samast olmuyor. Savaş koşullarında yetişmenin bu konuda etkisi büyük. Kayseri'deki çocuk cinayetleri, Ceylan'ın ölümü (2009'da Lice'de meydana gelen patlamada yaşamını yitirmişti) çok tesadüf ya da birbirinden bağımsız olduğunu düşünmüyorum'' dedi.

Feryal Öney, albümün ilk tanıtım konserinin, 23 Nisan'da Diyarbakır'da olmasının hem tesadüf olduğunun hem de olmadığının altını çizerek, ''İlk konserimizde insanlara, 'Çocuk bayramını, çocuklarını öldürmeyen bir ülkede kutlamak isteriz' dedik. YSK'nın aldığı talihsiz karar döneminde, çocuk ölümleri oldu. İlk konserimizde bu düşüncemizi dile getirdik. Önümüzdeki 23 Nisanlarda belki alternatif kutlamalar yapabiliriz. Bizim tek amacımız Çocukların biraz dinlenildiği, ama çocuk derken 8-9 yaşlarında olanlardan bahsetmiyoruz, çocuk aklı ile yaşayan sorgulayıcı kimlikle davrananların biraz dinlenilmesi, büyüklerin insanları dinlemesi, birbirimizin dertlerini anlayabilmemize katkıda bulunmaktır'' diye konuştu.

Grup, Türk, Kürt, Çeçen, Laz, Zaza ve Arap kültürlerinden eserlerin yer aldığı ''Çocuk (H)aklı'' isimli albümüm tanıtım konserleri ile Türkiye'nin birçok ilini dolaşarak farklı kültürlerin birbirlerine ulaşmasını sağlayacak.