Kardeş Türküler Offenbach'ı Salladı! / Artı49 / Temmuz 2015

http://arti49.com/2015/07/12/kardes-turkuler-offenbachi-salladi/

 

Kardes Türküler heuti bei Main Weltmusik in Offenbach / Temmuz 2015 (.pdf)

 

İyi ki Oradaydık! / Evrensel / Temmuz 2015

http://www.evrensel.net/haber/255068/iyi-ki-oradaydik

 

Direniş Şarkıları Sahne Aldı / Özgür Gündem/ Temmuz 2015

http://www.ozgur-gundem.com/haber/138093/direnis-sarkilari-sahne-aldi

 

Barış ödülünü 'Kardeş Türküler' aldı / Hürriyet / Eylül 2013

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24760594.asp

 

 

Barış ödülünü 'Kardeş Türküler' aldı / Evrensel / Eylül 2013

http://www.evrensel.net/haber/68749/baris-odulunu-kardes-turkuler-aldi.html

 

2013 Barış Ödülü Kardeş Türküler'in / Milliyet / Eylül 2013

http://gundem.milliyet.com.tr/2013-baris-odulu-kardes-turkuler-in/gundem/detay/1766793/default.htm?ref=SolDigerHaberler

 

 

Kardeş Türküler: Konser notları / Ahmet HAKAN / Hürriyet / Eylül 2013

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/24692511.asp

 

 

Barışın erken göçen öncüsü: Orhan Doğan / Sedat YURTDAŞ / Radikal / Eylül 2013

http://www.radikal.com.tr/yazarlar/sedat_yurtdas/barisin_erken_gocen_oncusu_orhan_dogan-1152079

 
Başka Haber-30.09.2012

 

Şehir Tiyatrosu Oyuncuları

Yeni Yönetmeliğe 'Rağmen'

'Şehir Tiyatroları Yok Edilemez' Dedi

İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları Derneği (İŞTİSAN) yeni yönetmelikle başlayacak olan 2012-2013 tiyatro sezonuna karşı "Rağmen" adlı bir açılış buluşması düzenledi

Saat 16.00'da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi önünde başlayan buluşmaya yüzlerce kişi destek verdi.

Eylem Kardeş Türküler konseri ile devam etti.

Eyleme aralarında Kadir İnanır, Levent Üzümcü, Orhan Alkaya, Bedri Baykam gibi isimlerin de bulunduğu bazı sanatçılar destek verdi. Ellerinde 'Şehir tiyatroları yok edilemez' yazılı döviz ve pankartların bulunduğu grup, ıslıklarla ve alkışlarla eylemini sürdürdü.

Grup adına hazırlanan basın açıklamasını okuyan Levent Üzümcü, "Bu yıl sokaktayız. Bu yıl yönetim kurulu başkanı artık genel sanat yönetmeni değil atanmış bir bürokrat ve yaklaşık bir asırdır sanat kurumu olarak tanımlanan şehir tiyatroları da belediyenin bir şube müdürlüğü. Aylar önce susmuyoruz diyerek çıktık bu yolculuğa. Yeni yönetmeliği kabul edilemez buluyoruz. Bunu bir kez daha haykırıyoruz." İfadelerini kullandı.

Gazetecilerin sorularını cevaplayan Oyuncu Kadir İnanır ise, "Keşke katılım biraz daha fazla olsaydı. Bizim toplum olarak öğreneceğimiz çok daha şeyler var. Tepkilerimizi bir bütün halinde koyabilmenin çok zaman alacağını düşünüyorum." dedi.

İŞTİSAN'ın eylem çağrısı şöyleydi;

Bilindiği gibi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları 2012 - 2013 tiyatro sezonuna özgür ve özerk tiyatro üretebilmekten biraz daha uzaklaştırılmış, yönetimi ise büyük ölçüde tiyatroculardan arındırılmış halde giriyor. "Muhafazakar Sanat" söylemleri ışığında yürürlüğe sokulan "Yeni" Yönetmelik'in işleyişi bu çünkü...

Şehir Tiyatrosu sanatçı ve çalışanları 98 yıllık geçmişleri boyunca her sezon açılışını, perdeler açılmazdan birkaç gün önce sahnelerimizden birinde (Çoğunlukla da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde), Yönetim Kurulu Başkanı sıfatını taşıyan Genel Sanat Yönetmeni'nin davetiyle bir araya gelir ve alkışın bol olması dileklerini paylaşarak provalarına dönerdi.

Bu yıl böyle bir toplantı yaşanmıyor. Çünkü Yönetim Kurulu'nun başkanı artık Genel Sanat Yönetmeni değil, atanmış bir bürokrat. Ve yaklaşık bir asırdır bir "Sanat Kurumu" olarak tanımlanan Şehir Tiyatroları da artık bir "Şube Müdürlüğü"...

 

27 Eylül 2012-Ahmet Hakan-Hürriyet



Neşet Ertaş Türkiye'dir

Tamam, Kırşehir'indir Neşet Ertaş... Ama bir çeyreği Yozgat'ındır, diğer çeyreği Kırıkkale'nindir...

- Yolu Orta Anadolu'dan hiç geçmemiş Ege delikanlıları bıçkın bir kayıtsızlıkla "Tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm" diye mırıldanırlar... Ege kıyılarının da sesidir Neşet Ertaş...

- Almanya'da düğünlerde az mı çalıp söyledi? Bir çeyreği de "Alamancı"dır Neşet Ertaş'ın...

- Onun albümlerini Dersim'den Hasan Saltık derleyip toparlamıştır... Dersim'e akraba düşer Neşet Ertaş...

- Diyarbakır'dan Kürt Murat, telefonuma mesaj atmış, "zor imiş meğer" diye... Diyarbakır'ın da bir numarasıdır Neşet Ertaş...

- Ona "Bozkır'ın Tezenesi" adını Yaşar Kemal verdi... Çukurova'ya hısımdır Neşet Ertaş...

- Son döneminde en yakınında olan isim Bayram Bilge Tokel'di... Neşet Usta ona "Bayram Kardaş" der idi... Kim mi Bayram Bilge? AK Parti iktidarının kültür bürokratlarından bir sanat adamı... Ağzına içki koymaz muhafazakâr biri... Ayrımcılık bilmez Neşet Ertaş...

- Önüne bir duble rakı koyup elindeki sazla "Niye çattın kaşlarını?" türküsünü tıngırdatmaya çalışan efkârlı ve heybetli adamlar vardır ya... Onlara da aittir Neşet Ertaş...

- Radikal İslamcı hülyalara gark olmuş iken radyodan yükselen "Zahidem" türküsünü işittiğinde gözyaşlarına hâkim olamayan delikanlılar vardır. Neşet Ertaş onların da Neşet Ertaş'ıdır.

- Kardeş Türküler'i çok sevmişti Neşet Ertaş... "Neden seviyorum biliyor musun, hiç ayrım yapmıyorlar... Kürt, Ermeni, Alevi, Romen, Balkan... Herkesin türküsünü söylüyorlar" diye açıklamıştı sevgisinin nedenini... Sadece kendi türküsüne değil herkesin türkülerine kulak verenlerin sanatçısıdır Neşet Ertaş...

- Başını sıkıca örtmüş genç kadınlar da, başlarını örtmeyi akıllarından bile geçirmeyen genç kadınlar da "bir tenhada can cananı bulunca" dizesinde aynı oranda iç geçirirler... Bu nedenle "Yemişim senin yaşam tarzı farklılıklarını" dedirtir insana Neşet Ertaş... Bu nedenle ezer geçer o bilinen sersem kavgaları... Toplumsal barışın bayrağıdır Neşet Ertaş...

- Ne caminindir Neşet Ertaş, ne de cemevinindir... Ya da şöyle söyleyeyim: Hem caminindir Neşet Ertaş, hem cemevinin...

- Kader kurbanları, iftiraya uğrayanlar, düşünce suçluları... Hepsi birden söylerler onun "Hapishanelere güneş doğmuyor" türküsünü... Neşet Ertaş'ın bir çeyreği de "mapusaneler"e aittir.

- Kara suratlıların, derdini kimseye açamayanların, eski güzel günleri arayanların, yeni bir aşka yelken açanların, bağrı yanıkların, oynak havalarda dayanamayıp ortada iki dönenlerin, hiç kıpırdamamayı marifet bilen ağır abilerin, rakıya düşkünlerin, alnı secdeden kalkmayanların, sekter ideologların, her şeye boş verenlerin, her şeyi süper ciddiye alanların... Velhasıl herkesin ama herkesin nefesidir Neşet Ertaş...

- Dağların, ovaların, Kordon'un, bozkırın, Çamlık'ın, Keskin'in, karakolların, Alevi radyolarının, muhafazakâr televizyonların, rakı sofralarının, alkole acayip mesafeli çay ocaklarının, Asi nehrinin, Van gölünün, meyhanelerin, zikir meclislerinin... Velhasıl hepsinin ama hepsinin ağasıdır Neşet Ertaş...

- Simide gevrek demeye benzemez bu iş... Memleketin ruhundan söz ediyoruz, ruhundan...

 

Radikal Hayat / 26/09/2012-ZEKİ COŞKUN

 

Abdallar'ın sonuncusu: Garip Neşet

 

Neşet Ertaş müziğimizde, kültürümüzde geçen yüzyıl(lar)dan 21. yüzyıla gelebilen, kalabilen nadir isimlerden. Nereden bakarsanız bakın 'ekol'.

20. yüzyıl Türkiye müzik tarihini yazacak olanların işi zor: Neşet Ertaş'ı nereye koyacaklar? Bir o kadar da kolay: Ertaş'ı eksene aldığınızda, kendisinden önceki ve sonraki halk müziğini de 1960'lardan itibaren değişime uğrayan, yeniden biçimlenen kent müziğini de çözümlemiş olursunuz. 1970'lerde sırra kadem basacak ve çok ilginç biçimde yokluğuyla var olacaktır, başka seslerde, başka formlarda, bkz: Selda ve diğerleri.
Nihayet, yüzyıl sonlarına doğru gıyabında bir tür iade-i itibar yaşayacaktır kentli-eğitimli genç kuşak arasında, bkz: Kardeş Türküler ve diğerleri. İade-i itibar, bir bakıma onu kendi kendine 1960'larda inşa ettiği 'pop ikonluğu' konumuna gecikmeli olarak oturtacaktır. Bu da giderek her çevreden ilgiyi tetikleyecek ve onu kültleştirecektir. Adına kitaplar yazılır, belgeseller çekilir, heykeli dikilir, UNESCO tarafından 'yaşayan insan hazinesi' ilan edilir… 'Devlet Sanatçısı' bile yapılmak istenir ve o bunu reddeder! Tam da olması gerektiği gibi…
Kısaca, Neşet Ertaş müziğimizde, kültürümüzde geçen yüzyıl(lar)dan 21. yüzyıla gelebilen, kalabilen nadir isimlerden. Nereden bakarsanız bakın 'ekol'. Hem de çok yönlü. Abdallar'ın sonuncusu. Bu demek oluyor ki, 'gurbet, hasret, hikmet' geçmiş biri. Bu demektir ki, mektep medrese yüzü görmemiştir ama asla 'ümmi' değildir. Nâzım'ın deyişiyle 'topraktan öğrenen/kitapsız bilen'dir. Gezginlik ve çalıp söyleme baba, ata mesleğidir, soydan gelir. Şuraya kadar ki, Babam saz çalarken bana zil verdi/ Oynadım meydanda köçek dediler.
Onun gençlik çağı, 1960'ların eşiği, ülkenin/cumhuriyetin de gençlik demleridir. Kırsal kesim artık hiçbir şekilde kendi kendine yetemeyecektir. Baba dilinden 'Garip' mahlasını alan Neşet için de gurbetçlik şehir/köy/bölge ekseninden 'mahalli'likten çıkıp merkeze yönelecektir: İstanbul–Ankara ekseni. İstanbul 'piyasa'dır. Plakçılar, pavyonlar, gazinolar… Ankara 'devlet-iktidar-resmiyet': Radyo, TRT.
Neşet, abdal sazını şehre, piyasaya İstanbul'a taşımış, oradaki ritmi de kendi sazına eklemiştir. Bir bakıma iki dünyayı birbirine tercüme etmiş, kaynaştırmıştır. Yaratıcıdır, dönüştürücüdür. Özgünlüğü buradan gelir. Radyo ve plak dünyası onu kitlelere taşımıştır.
Bir yandan 'kendi' olmak, öte yandan zamana, yere, duruma uyarlanma zorunluluğu baş döndürücüdür. Kuşağının hemen tüm isimlerinde izlenebileceği gibi, 1970'li yıllarda fiziksel olarak da sanatsal olarak da sorunlar, hem de ölümcül sorunlar yaşarlar. Ertaş da, saz çalamaz hale gelecek denli kaybetmiştir sağlığını. Tedavi için Almanya'ya gitmesi, 1980'lerde ona bir bakıma "40'ından sonra saz çalma" serüveni yaşatacaktır. Bu, bir bakıma da başa dönüştür: Köylülerine, hemşerilerine düğünlerde sazıyla eşlik etmektedir… Gurbette vuslat!
Alın size bir kü/yerel örnek. Küresel köyde yerellik! Nihayet 1990'lar, özel–yerel radyo/tv patlaması, arşivlerin, kayıp seslerin keşfiyle birlikte Garip Neşet'i de genç kuşaklarla buluşturur. Ama kendisi hala 'gaip'tir; memleketten, sahalardan, sahnelerden, stüdyolardan uzaktadır. Kalan Müzik aracılığıyla bin yıl sonundaki dönüşü, görkemlidir: "Yüreğinde aşk olmayan saz çalmasın" diyerek, sanatın, müziğin bir aşk ve hakikat meselesi olduğunu, bin yıllardan kalma bilge – ozan geleneğini her an, her haliyle örnekledi.
Aynı ortamda müzik yapmış olmak avutuyor
Feryal Öney: Bizim kuşağın şanslı olduğunu düşünüyorum. Ben öğrenciliğimin bittiği yıllarda, Âşık Mahsuni'yle tanıştım, türkülerini söyledim, kendisini kaybettik. Aynı şekilde Ali Ekber Çiçek'i tanıdım ve ne yazık ki kaybettik. Neşet Ertaş'la çok uzun bir dönem birlikte çalıştık. Kardeş Türküler'in Bahar albümünde, Kardeş Türküler'in 15. yılıında birlikte sahneye çıktık. Ben hayatımda bu kadar mütevazı bir büyük ozan tanımadım. Gelir misiniz dedik, İzmir'den kalktı geldi, çaldı, birlikte türkü söyledik. Benim son albümümde Hata Benim'i birlikte söyledik. Stüdyoda onun okuduğu mikrofona, onun türküsünü okumuş olmaktan büyük onur duyuyorum. Hem Kardeş Türküler hem de kişisel olarak benim için unutulmaz ve özel anlardı. Şimdi böyle bir insanı yakalayabilmek, onun yaşadığı çağda yaşamak, onunla tanışmak ve aynı ortamda müzik yapmış olmak beni avutuyor

Abdal gönüllü bir abimizdi


Vedat Yıldırım: Ben Ankara'nın Kürt köylerinde doğdum. Abdal köyleri de hemen Kızılırmak'ın karşısındaydı. Hor görme, aşağılanma ve fakirlik inanılmazdı. O yüzden onların ne çektiklerini bizim gibi ötekiler daha iyi anlıyor. Sonradan bu abdallık geleneği turistik olunca durum değiştirdi. Ama horgörme hep vardı ve Neşet Ertaş da bundan nasibini aldı. Bir dönem unutuldu, Almanya'ya gitti, kimse arayıp sormadı, yalnızlığa terk edildi. Ta ki Kalan Müzik ve Hasan Saltık sahip çıkana kadar. Ertaş'ın eserleri, albümleri çok dağınıktı, Kalan bunları bir külliyat haline getirdi. Bir de tabii bu gelenek sonradan milliyetçilerin bile sahiplendiği bir şey oldu. Ama Neşet Ertaş hep insanlığın yanında durdu. Hep polemiklerden kendini korudu ve vakur ve mütevazı durdu. Neşet Ertaş 15. yıl konserimizde Açıkhava'da bizimle birlikte yer almıştı. Bahar albümünde de birlikte "Yanıyorum"u söyledik. Stüdyodaki mütevazılığı inanılmazdı. Çok güzel ve büyük şeyler yaptığı halde abartılmasını sevmiyordu. Abdal gönüllü bir abimizdi. Ruhu şad olsun. Neşet Ertaş halkın değeridir

Grup Yorum: Halk deryasında, halkın içinde türküleriyle rehber olan bir ozandı. Anadolu ozan geleneğinin bugünkü nadir temsilcilerinden biri olarak; üslubuyla, çalımıyla, tarzıyla, yaşamıyla ve sesiyle rehber bir kişiydi. Neşet Ertaş'ın Grup Yorum açısından önemi büyüktür, hep beslendiğimiz halk ozanı geleneğinden bir temsilciydi. Ozanlarımız bizimdir, onları burjuvazinin her türlü kullanımına bırakmamalı ve sahiplenmeliyiz. Halk ve egemenler karşılaşmasında, Neşet Ertaş halkın değeridir.
Bu, bir final

Musa Eroğlu: Güzel ve üretken bir insan hayatını kaybetti. Arkasında çok değerli eserler bıraktı. Bu, bir final. Herkes için bir final olacak. Geride kalan insanlar vefasız olmazlarsa, her şey daha iyi olur. Biz sanki bir ağıt toplumuyuz. Biri ölecek, biz ağlayacağız, 40 gün sonra unutacağız. Böyle bir şey olur mu? Ona bakmak zorunda olan, onu Türkiye Cumhuriyeti adına korumak zorunda olan adam sadece öldüğü zaman var. Onları protesto ediyorum, zaten bunları daha evvelce de gördüğüm için. Vefadan kastım bunlar. Öteki gelenler bari bunu yapmasın. Kırgın insanlar daha erken gidiyor
Selda Bağcan: Çok değerli bir ozandı. Üretken bir sanatçıydı. Ne yazık ki yerine yenileri gelmiyor. Her ölüm için erken denir, bu ölüm de erken oldu. Ben ilk çıkışımı Neşet Ertaş'a borçluyum. Onun türkülerini seslendirdim, bundan sonra da söylemeye devam edeceğim ancak yüreğim buruk olacak. Onun gibi birisi yeşermedi

Esat Kabaklı: Her yeni eseri bir öncekinden daha fevkaladeydi. Bozlak bölgesinin tek insanı. Yıllardır öyle geldi. Bir türlü onun gibi birisi yeşermedi. İnşallah bundan sonra onu dinleyenlerden yeşerir. Bağlama viztüozuydu

Arif Sağ: Sesini müthiş kullanan bir yetenekti, virtüoz derecesinde bağlama çalardı. Bu ikisi bir araya gelince gerçek değeri ortaya çıkıyor. Neşet Ertaş, halk müziğine ciddi katkıları bulunan önemli sanatçılardan birisi. Halk müziğinin bu noktaya gelmesinde katkısı olan 10 insandan biri. Ona karşı borçluyuz

Cahit Berkay: MESAM üyesiydi aynı zamanda. Ben MESAM yönetim kurulu üyesi olarak Neşet Ertaş'ın bu ülkeden alacaklı gittiğini söylemek istiyorum. Onun, Gönül Dağı'nı bestelediği andan itibaren bu dünyada müreffeh bir yaşamı olması gerekirdi. Biz onu borçlu uğurluyoruz. Onun müziğini korsan dinleyenler timsah gözyaşı dökmesinler. Bir sanatçıya yaşarken de saygı sevgi gösterilmeli, bu da sanatçının eserinin hakkını vererek yapılabilir ancak.

 

19 EYLÜL 2012-ÖNDER HABER

Kardeş Türküler'i dinlerken ...

Geçen Cuma akşamı, Bodrum Kalesinin Kuzey Hendeğinde yer alan konser alanını dolduran coşkulu kalabalık 'Kardeş Türküler'i dinlemeye gelmişti.

Sonbaharda yaşanan yaz güzelliğini taşıyan bu Eylül akşamında, denizden gelen esinti, tenlerimizi okşayarak kalenin surlarına çarpıyordu. Tıpkı biraz sonra sahneye beyazlar içinde çıkacak olan Kardeş Türküler'in söylediği ezgilerin yüreklerimize çarpması gibi.

Aslında Kardeş Türküler, Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu bünyesinde yer alan bir proje. Bu projeyle, Anadolu'da yaşayan farklı dil ve inançlara sahip halkların şarkıları orjinal dilleriyle yorumlanıyor. Daha doğrusu, müziğin ve dansın diliyle 'Halkların Kardeşliği' haykırılıyor. Bu haykırışa yüreği barıştan yana olan coşkulu kalabalık ortak oluyor. Türküler, barış çığlığına dönüşerek kalın kale duvarlarını aşıp bir arada yaşamaya çağırıyor.

Türkçe'den Ermenice'ye, Kürtçe'den Farsça'ya, Çeçence'den Arapça'ya, Kurmanice'den Lazca'ya, Rumcadan Karadeniz Rumcası Romeika'ya kadar bütün dillerde şarkılar, türküler söylendi o gece. Coğrafyadan coğrafyaya koştuk Kardeş Türküler'le birlikte. Horonlar tepildi, halaylar çekildi, semaha duruldu ya da bir ağıtla hüzne boğuldu alanı dolduran kalabalık. Ve bütün türkülerde hissettik ki, bu 'biz'dik. Yani yüzyıllardır çok kültürlü bir coğrafyada kardeşlik içinde yaşayan halklar.

Kardeş Türküler, oldukça kalabalık bir ekipten oluşuyor. 12 kişilik çatı kadronun ezgilerini, Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nun görsel şöleni süslüyor. Alışageldiğimiz müzik gruplarının çok ötesinde, izleyici ile bütünleşiyorlar. Adeta tiyatral bir gösterinin içinde buluyorsunuz kendinizi. Vurmalı sazlardaki bir müzisyeni, biraz sonra solo söylerken görmeniz olası oluyor. Biraz önce Kürtçe türküler söyleyen müzisyeni, kemençe çalarken görebileceğiniz gibi.

Seyirci ile kurulan sıcak iletişim, her ezgiden sonra küçük sohbetleri sağlıyor. Ve bu sohbetler, savaş çığırtkanlığı yapanlara inat, barışı sunuyor. Gecede ne Hrant Dink unutuluyor, ne şiddete uğrayan kadınlar, ne 6-7 Eylül olayları, ne Uludere'de parçalanan 34 can, ne 'nane şekeri' almak isteyen Çingene çocuğu, ne HES'lerle bitirilen doğa.. Kah ''Kara kara kazanlar /yerin altına girsin barajları yapanlar'' denildi, kah 'Cem ibadettir, cemevi ibadethanedir', kah ''can can can her dilde can'' denildi..

Ama bütün türküler, bütün danslar ve bütün mesajlar barışa ve inadına kardeşliğe giden yol oldu.

İbn-i Haldun ''Coğrafya kaderdir'' der. Kardeş Türküler, kaderimizin güzelliğini önümüze seriverdi o gece.

Yirminci yılını kutlayan Kardeş Türküler'e nice yirminci yıllar diliyorum; eksilerek yoksullaşmamak için.

İstanbul - BİA Haber Merkezi/Rüya YÜKSEL - Tomris Alvala ABİSEL 17 Eylül 2012

Grup Yorum'dan İşkence Protestosu


Avukatları, Grup Yorum'un solisti Altın'ın gözaltında kulaklarına aldığı darbeler sonucu sağır olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu, keman çalan Balcı'nın da parmaklarının kırıldığını açıkladı; grup bu akşam yapacakları eylemle olayı protesto edecek.

14 Eylül'de Adli Tıp Kurumu önünde İbrahim Çuhadar'ın cenazesini almak için beklerken darp edilerek gözaltına alınan ve aralarında Grup Yorum üyelerinin de bulunduğu 22 kişi bugün savcılığa çıkarıldı.
Grup Yorum ve Halk Cephesi üyeleriyle Tutuklu Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği'nden (TAYAD) aileler Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasını okuyan Suna Akbalık, "Gözaltına alınan arkadaşlarımızın kiminin kulak zarı patladı, kiminin burnu kırıldı. Hepsinin vücudunda morluklar var" dedi.

Avukat Ebru Timtik de "Adli Tıp önünde Çuhadar'ın cenazesini almak isteyen yakınları basın açıklaması yapmak istedi, polis hemen müdahale etti" diye konuştu.
Timtik, işkenceyi belgelemeyen doktorlar hakkında da şikayetçi olacaklarını söyledi.
"Grup Yorum'un solisti Selma Altın'ın kulaklarının hedef alınması tesadüf mü? Polisler iki kulağına birden elleriyle vurarak kulak zarını patlattılar. Keman çalan Dilan Balcı'nın da parmaklarını kırdılar."
Grup Yorum üyesi Cihan Keşkek "Selma'nın sol kulağı duymuyor, sağ kulağı çok az duyuyor. Bileği kırılanlar, ayaklarının üzerine basamayanlar, gözlerini açamayanlar, gözlerine ayakkabı topuklarıyla basılanlar, yerde sürüklenen yaşlı insanlar oldu" dedi.
"Gözaltına alınan arkadaşlarımıza çevik kuvvet otobüsü içinde 14-15 saat boyunca elleri kelepçeli bekletildi, insan hakları, hukuk ayaklar altına alındı."
Sanatçı Pınar Aydınlar da yaptığı konuşmada, "Ülkemizde yaşanan haksızlıkları, işçi kıyımlarını, sanatın özgürlüğünün elimizden alınmasını kabul etmeyeceğiz" dedi.
Şair İbrahim Karaca da "Grup Yorum solistinin kulaklarına, keman çalan elemanının parmaklarına saldırıyorlar. Aslında dünyanın her yerinde faşizm kendi açısından tutarlı bir politika izliyor" şeklinde konuştu.
Şair Ruhan Mavruk'un bir şiirini okuduğu eyleme Efkan Şeşen, Ali Ekber Kayış, Kardeş Türküler, Hilmi Yarayıcı, Barış Güney destek verdi. Eylemler türkü ve halaylarla son buldu.
Grup Yorum üyeleri, bu akşam Taksim'de 19:00'da toplanarak arkadaşlarına yapılan işkenceyi protesto edeceklerini açıkladılar.
Beşi çocuk 27 kişi gözaltına alındı

Avukat Timtik, gözaltına alınan beşi çocuk 27 kişinin darp edildiğini, işkencenin Adli Tıp raporuyla belgelendiğini açıkladı.
Gözaltına alınanların isimleri şöyle: İlkay İşler, Ali Kaygusuz, Mesut Yavuz, Deniz İskal, Damla Sandal, Uğur Tarhan, Bahar Kurt, Azade Çelik, Önder Aydoğdu, Musa Kurt, Davut Çelik, Feridun Osmanağaoğlu, Murat Gün, Sibel Kırlangıç, Cansu Öztürk, Bahar Ertürk, Doğan Taştan, Ezgi Dilan Balcı, Derya Seyhun, Erkan Erdem, Dilaver Gürlevik.
Gözaltına alınan yaşları 18'den küçük M. Y. G, F, C. K., E. A., U.P., D.C.P ise ailelerine teslim edildi. (RY/TAA/AS)

Evrensel, Eylül 2012

 

Solistin kulağı sağır kemancının bileği kırık!


Grup Yorum Üyesi Selma Altın ve Ezgi Dilan Balcı'nın gözaltındayken işkenceye maruz kalmasına Grup Yorum üyeleri ve sanatçılar tepki gösterdi. Yapılan açıklamada Solist Sema Altın'ın aldığı darbeler nedeniyle bir kulağında işitme yetisini yitirdiği, keman çalan Ezgi Dilan Balcı'nın ise özellikle eline vurulduğu ve bu yüzden bilek kemiklerinde kırık meydana geldiği belirtildi. Açıklamada konuşan Grup Yorum Üyesi Cihan Keşkek, Altın ve Balcı'nın sanatçı kimliklerinin bilindiğini, bu yüzden hedef haline geldiklerini söyledi.
SANATÇILAR KATILDI
İstanbul Gazi Polis Merkezinde gerçekleşen saldırıda yaşamını yitiren İbrahim Çuhadar'ın cenazesini almak isteyen grup içerisinde bulunan Altın ve Balcı, polisin kitleye saldırısı sonrası gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan 28 kişiden 23'ü bugün adliyeye çıkartılırken, Çağlayan'daki Adalet Sarayı önünde Grup Yorum üyeleri basın açıklaması yaptı.
Açıklamaya, Grup Yorum üyeleri, Halkın Hukuk Bürosu avukatları ile Sanatçılar Efkan Şeşen, Hilmi Yarayıcı, Pınar Aydınlar, Kardeş Türküler, İbrahim Karaca, Şair Ruhan Mavruk katıldı. Açıklamada 4 günlük gözaltı süreci boyunca darp edilen Grup Yorum üyelerinden Selma Altın'ın, sol kulağına aldığı darbeler sonucu duyma yetisini yitirdiği belirtildi. Altın ve Balcı'nın ve gözaltına alınan diğer 26 kişinin gözaltı sırasında, hastanede ve nezarethanede işkenceye maruz kalmalarının kabul edilemez olduğunu aktaran Grup Yorum Üyesi Cihan Keşkek, "Bugüne kadar hangi sanatçıyı susturabildiniz? Nâzımları unutturabildiniz mi?" diye sordu.
'HALKIN SANATÇISINA İŞKENCE HEDİYESİ'
Geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye gelen ABD'li Oyuncu Angelina Jollia'nın önüne kırmızı halı serildiğini hatırlatan Keşkek, "Emperyalizmin sanatçısının ayağına kırmızı halı sererken halkın sanatçısının kulağını işkencelerde sağır ediyorsunuz" diye tepki gösterdi. "Cenazeler için savaşlara bile ara verilir" diyen Keşkek, Çuhadar'ın cenazesinin verilmemesini eleştirdi.
Grup Üyesi Caner Bozkurt da gözaltındakilere dört gün boyunca ulaşamadıklarını ifade etti. Sanatçı Pınar Aydınlar da, "İşkencelerde tecavüz edenleri ödüllendirenler halkın çocuklarına saldırmışlardır" diyerek Grup Yorum üyelerine yönelik saldırıyı kınadı.
"İşçi kıyımları dört bir yanı sarmışken sanatçılara yapılanlar ortada" diyen Aydınlar, AKP Hükümetinin sanatçı, aydın, yazar ayırmadan kendisine muhalif herkesi hedef gösterdiğini vurguladı. Aydınlar, türkülerin işkencelerle susturulamayacağını belirtti.
KEMANCININ DA ELİNİ KIRDILAR
"Neden bu zulüm, neden bu şiddet?" diye soran Şair Ruhan Mavruk, sorusunu, "Çünkü bizden korkuyorlar" sözleriyle cevapladı. İşkencenin tek başına emniyet ve AKP Hükümetinin ürünü olmadığını kaydeden Mavruk, "Bunun sorumlusu ABD'dir, İsrail'dir. Kısacası emperyalizmdir" diye konuştu. Mavruk, konuşmasına şiirle devam etti. Sanatçı İbrahim Karaca da, Selma Altın'ın kulağından, keman çalan Balcı'nın ise elinden yaralanmasının tesadüf olmadığını söyledi.
Halkın Hukuk Bürosu avukatı Ebru Timtik ise, gözaltına alınanların muayene dahi olmadıklarını belirterek, "İşkenceye sıfır tolerans diyen hükümete sesleniyorum peki bu yaptığınızın adı nedir?" dedi. Avukatlar gözaltında işkenceye maruz kalanlar için suç duyurusunda bulundu. (İstanbul/EVRENSEL)

 

Avrupa Postası, Eylül 2012

Kardeş Türküler Bodrum'da Coşturdu

Sezer ŞAHİNDAŞ/BODRUM (Muğla), -

MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'nde bu yıl 2'ncisi düzenlenen Uluslararası Bodrum Karnavalı kapsamında halk müziği grubu Kardeş Türküler sahneye çıktı.
15 Eylül 2012 Cumartesi 11:57Bu haber 9 kez okundu

Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği'ndeki konsere, beyaz kıyafetlerle çıkan grup, yaklaşık 2 bin kişiye konser verdi. Geliri Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) bağışlanacak konserde Kardeş Türküler, 25 kişilik ekiple sahneye çıktı. Grup, birbirinden güzel parçalarını seslendirirken, dansçılar da muhteşem bir gösteri sundu. Türkçe, Kürtçe, Arapça, Ermenice, Yunanca ve Azerice parçalara yer veren grup, izleyicileri coşturdu. Zaman zaman türkülere eşlik eden izleyiciler, sahnenin önünde ve bulundukları yerde halay çekip, doyasıya eğlendi. Konserde barış mesajları da veren grubun solisti Feryal Öney, dansçıların semah gösterisinin ardından "Cem ibadet, Cemevi ibadethanedir" dedi.

Kardeş Türküler'in 20'nci yılını kutladıklarını hatırlatan Öney, "Bu ülkede 20 yıldır, türkülerimizi ve şarkılarımızı kardeşlik ve barış için söyledik. Her zaman barıştan yana olduk. Bunun çok zor olmadığını anlatmaya çalıştık. Bazı şarkılarımızı şiddet gören kadına, tecavüze uğrayan bebeğe, cezaevlerindeki öğrencilere, akademisyenlere ve siyasiler için söylüyoruz. Şarkılarımızda coğrafyadan coğrafyaya geçiyoruz. Bodrum'da yıllardır konser vermek istedik. Bugün olduğu için çok mutluyuz" dedi.

Yaklaşık bir buçuk saat sahnede kalan grup, konser bitiminde yoğun alkış üzerine tekrar sahneye çıkıp, 'Burçak Tarlası' adlı türküyü seslendirdi.

 

haberler.com, Eylül 2012

Türkülerini Bodrum'a Söyledi


Muğla'nın Bodrum ilçesinde düzenlenen 2 Bodrum karnavalı kapsamında sahne alan Kardeş Türküleri hayranlarını unutulmaz bir gece yaşattı.

Ev Almayı Düşünenler Mutlaka Tıklayın
Muğla'nın Bodrum ilçesinde düzenlenen 2 Bodrum karnavalı kapsamında sahne alan Kardeş Türküleri hayranlarını unutulmaz bir gece yaşattı.

Bodrum kalesi, kuzey hendeğinde karnaval kapsamında düzenlenen konsere kardeş türküleri sahne aldı. Bodrum'da hiç sahne almayan gurup, söylediği şarkılarla izleyenleri coşturdu. Yaklaşık 2 bin kişinin izlediği konserin geliri ise Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) bağışlanacağı belirtildi. 25 kişilik ekibi ile sahne alan Kardeş türküler giydikleri beyaz kıyafetler ile oldukça dikkat çekti gurubun hepsi beyaz giymesi ise barışı simgelediği ifade edildi. Türkçe, Kürtçe, Arapca, Azerice ve Yunanca şarkılar söyleyen gurup dans gösterileri ise büyük alkış aldı. İzleyicilerin yer, inde duramadığı gecede bazı izleyenler ise konser alanının ön tarafında saatlerce halay çektiler. Yaklaşık 2 saat süren konser sonunda ise kardeş türküler seyirciler tarafından ayakta alkışlandı. - Muğla


Medya Faresi, Eylül 2012

Bodrum Kardeş Türküler ile coştu!

MUĞLA'nın Bodrum İlçesi'nde bu yıl 2'ncisi düzenlenen Uluslararası Bodrum Karnavalı kapsamında halk müziği grubu Kardeş Türküler sahneye çıktı.
15.09.12 20:29
Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği'ndeki konsere, beyaz kıyafetlerle çıkan grup, yaklaşık 2 bin kişiye konser verdi. Geliri Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) bağışlanacak konserde Kardeş Türküler, 25 kişilik ekiple sahneye çıktı. Grup, birbirinden güzel parçalarını seslendirirken, dansçılar da muhteşem bir gösteri sundu. Türkçe, Kürtçe, Arapça, Ermenice, Yunanca ve Azerice parçalara yer veren grup, izleyicileri coşturdu.

Zaman zaman türkülere eşlik eden izleyiciler, sahnenin önünde ve bulundukları yerde halay çekip, doyasıya eğlendi. Konserde barış mesajları da veren grubun solisti Feryal Öney, dansçıların semah gösterisinin ardından "Cem ibadet, Cemevi ibadethanedir" dedi.

Kardeş Türküler'in 20'nci yılını kutladıklarını hatırlatan Öney, "Bu ülkede 20 yıldır, türkülerimizi ve şarkılarımızı kardeşlik ve barış için söyledik. Her zaman barıştan yana olduk. Bunun çok zor olmadığını anlatmaya çalıştık.

Bazı şarkılarımızı şiddet gören kadına, tecavüze uğrayan bebeğe, cezaevlerindeki öğrencilere, akademisyenlere ve siyasiler için söylüyoruz. Şarkılarımızda coğrafyadan coğrafyaya geçiyoruz. Bodrum'da yıllardır konser vermek istedik. Bugün olduğu için çok mutluyuz" dedi.

 

Haber Yurdum, Eylül

Türkülerini Bodrum"a Söyledi


Muğla"nın Bodrum ilçesinde düzenlenen 2 Bodrum karnavalı kapsamında sahne alan Kardeş Türküleri hayranlarını unutulmaz bir gece yaşattı.

Muğla'nın Bodrum ilçesinde düzenlenen 2 Bodrum karnavalı kapsamında sahne alan Kardeş Türküleri hayranlarını unutulmaz bir gece yaşattı.

Bodrum kalesi, kuzey hendeğinde karnaval kapsamında düzenlenen konsere kardeş türküleri sahne aldı. Bodrum'da hiç sahne almayan gurup, söylediği şarkılarla izleyenleri coşturdu. Yaklaşık 2 bin kişinin izlediği konserin geliri ise Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) bağışlanacağı belirtildi. 25 kişilik ekibi ile sahne alan Kardeş türküler giydikleri beyaz kıyafetler ile oldukça dikkat çekti gurubun hepsi beyaz giymesi ise barışı simgelediği ifade edildi. Türkçe, Kürtçe, Arapca, Azerice ve Yunanca şarkılar söyleyen gurup dans gösterileri ise büyük alkış aldı. İzleyicilerin yer, inde duramadığı gecede bazı izleyenler ise konser alanının ön tarafında saatlerce halay çektiler. Yaklaşık 2 saat süren konser sonunda ise kardeş türküler seyirciler tarafından ayakta alkışlandı.

Kaynak: Türkülerini Bodrum"a Söyledi haberi günün haberleri oku Haber Yurdum http://www.haberyurdum.com/turkulerini-bodruma-soyledi-214751n/#ixzz26ud36Y7p
<a title='haber' href='http://www.haberyurdum.com/'>Haber</a>


 

Yurt Gazetesi,15 Eylül 2012

Kardeş Türküler: Cem ibadet, Cemevi ibadethanedir...

Bodrum'da bu yıl 2'ncisi düzenlenen Uluslararası Bodrum Karnavalı kapsamında dün gece Kardeş Türküler rüzgarı esti. Konserde barış mesajları da veren Feryal Öney, semah gösterisinin ardından "Cem ibadet, Cemevi ibadethanedir" dedi.
15 Eylül 2012 Cumartesi 13:05


MUĞLA- Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği'ndeki konsere, beyaz kıyafetlerle çıkan grup, yaklaşık 2 bin kişiye konser verdi. Geliri Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) bağışlanacak konserde Kardeş Türküler, 25 kişilik ekiple sahneye çıktı.

Grup, birbirinden güzel ezgilerini farklı dillerde seslendirirken, dansçılar da muhteşem bir gösteri sundu. Türkçe, Kürtçe, Arapça, Ermenice, Yunanca ve Azerice parçalara yer veren grup, izleyicileri coşturdu.

'CEM İBADET, CEMEVİ İBADETHANEDİR'

Zaman zaman türkülere eşlik eden izleyiciler, sahnenin önünde ve bulundukları yerde halay çekip, doyasıya eğlendi. Konserde barış mesajları da veren grubun solisti Feryal Öney, semah gösterisinin ardından "Cem ibadet, Cemevi ibadethanedir" dedi.

Kardeş Türküler'in 20'nci yılını kutladıklarını hatırlatan Öney, "Bu ülkede 20 yıldır, türkülerimizi ve şarkılarımızı kardeşlik ve barış için söyledik. Her zaman barıştan yana olduk. Bunun çok zor olmadığını anlatmaya çalıştık. Bazı şarkılarımızı şiddet gören kadına, tecavüze uğrayan bebeğe, cezaevlerindeki öğrencilere, akademisyenlere ve siyasiler için söylüyoruz. Şarkılarımızda coğrafyadan coğrafyaya geçiyoruz. Bodrum'da yıllardır konser vermek istedik. Bugün olduğu için çok mutluyuz" dedi.

Yaklaşık bir buçuk saat sahnede kalan grup, konser bitiminde yoğun alkış üzerine tekrar sahneye çıkıp, 'Burçak Tarlası' adlı türküyü seslendirdi.
Anahtar Kelimeler: Kardeş Türküler Cemevi, Cemevi Ibadet, Feryal öney Cemevi, öney Cemevi

Sodep Gazete, Eylül

Kardeş Türküler 'Hepimiz için barış' dedi

ÖZGÜR DUYGU DURGUN
Geçen gece Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleşen Kardeş Türküler konserinde Makedonya'dan Erbil'e, Karadeniz Rumcası Romeika'dan Kürtçeye, Ermenice'den Türkçe'ye farklı dillerden şarkılar, türküler söylendi
Geçen gece Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleşen Kardeş Türküler konserinde Makedonya'dan Erbil'e, Karadeniz Rumcası Romeika'dan Kürtçeye, Ermenice'den Türkçe'ye farklı dillerden şarkılar, türküler söylendi. Konserin başlığında olduğu gibi bu coğrafyada yaşayan "Hepimiz" tüm renkleriyle, sesleriyle dile geldi. Kâh horona duruldu, kâh ağıtlar yükseldi. Ama en çok da barış isteği ısrarla ve inatla yinelendi.
Gecenin konuk listesi zengindi. Yılların eskitemediği Bedia Akartürk yine fıkır fıkırdı Bağa Gel Bostana Gel'i söylerken. Aşık Sinem Bacı Uyu Deme ile Açıkhava'da esti gürledi. Adem Ekiz, Romeika dilinde söylediği Karadeniz türküsüne BGST dansçıları eşlik etti. Ve Yallah Şoför'ün bestecisi, Muhammed Ahmad Erbili, sahnenin genç enerjisine 80 yaşına rağmen müthiş bir uyumla katıldı.
Şarkılar Afyon için, HES'ler için
Önceki gün Afyon'da patlayan cephanelikte hayatını kaybeden 25 askerin, geçen yıl Uludere'de parçalanan 34 canın, yeni bir gelecek kurmak düşüyle İzmir'den yola çıkıp hayatlarını dalgalara teslim eden 61 göçmenin, HES'lerle bitirilen doğanın, bombalarla paramparça olan ormanların, ağaçların, hayvanların anısına söylendi şarkılar. Ve bu ülkede sadece barış isteyen her meşrepten, her dinden, her dilden insanın yaşayabilmesi adına… Son günlerde arka arkaya gelen felaket haberleriyle koyu bir karanlığın hakim olduğu yüreklere dayanma gücü ve umut aşılayan şarkılardı… Elini kolunu çaresizce bağlayan bir matemin içine çekilmektense "Birlikte çıkılan bir yolculukta birbirinin mutluluğundan birbirinin acısından bihaber yolcular olmamak için'' konseri iptal etmiyoruz demişti Kardeş Türküler gönderilen basın açıklamasında… İyi ki sözlerinde durdular. Barışın, umudun, birlikte yaşamın, çok dilliliğin nefes almak için biricik yol olduğunu bir kez daha hissettirdiler 'hepimiz'e..

 

 
millyet.com.tr, 9 Eylül 2012

KARDEŞ TÜRKÜLER BARIŞ iÇiN SÖYLEDi

Kardeş Türküler, önceki gece Harbiye Açık Hava Tiyatrosu'nda sevenleriyle buluştu.
Sahneye çıkar çıkmaz barış mesajları veren Grup, "Bizler açıkçası bu sahneye konser vermenin dışında sizlerle buluşmak için geliyoruz. Geçen yıl sevgili dostumuz Sezen Aksu'nun deyişiyle ısrarla inatla kardeşliği söylüyor, kardeşliği çağırıyoruz" dedi.
"Cem evleri ibadethanedir, ayrıca bugün yine farklı dillerde türküler söyleyeceğiz. O malum hakim ve savcılar burada olsaydı kafaları çok karışırdı" diyen grup, ardından Afyon'da meydana gelen patlamayla ilgili şöyle konuştu: "İçimiz yanıyor çünkü Afyon'da bomba sayan 25 asker hayatını kaybetti. Onlara elleriyle bombaları saymasını söyleyen devlet, şimdi ölü bedenleri sayıyor ve bunu bir kaza olarak nitelendiriyor. Bu akşam şarkılarımızı hayatını sürdürmeye çalışan, savaşa inat hayatı, yaşamı çoğaltmaya çalışan barış için söylüyoruz."
Konserin ikinci yarısının açılışını Bedia Akartürk yaptı. Sanatçı, 'Gayrı Dayanamam', 'Yeşil Başlı Gövel Ördek' ve 'Bağa Gel Bostana Gel' türküleriyle büyük alkış aldı. Gecenin son sürpriziyse 'Yalan Dünya' dizisinin Açılay'ı Nihal Yalçın oldu. Yalçın, 'Burçak Tarlası'yla konserin son solistiydi. Konseri izlemeye gelenler arasında Gülden Kaya, Devin Özgür Çınar, Rıza Kocaoğlu ve Sedef İybar gibi isimler vardı.

SERCAN KISMET

07 Eylül 2012 Cuma

Kardeş Türküler konserinde 'hepimiz' sahnedeydik

İçinde yaşadığımız coğrafya tüm renkleriyle bazen kültürel bir ahenk yaratsa da bazen de bir saatli bomba gibi kan ve göz yaşı taşıyor iklimlerinde. Son otuz yıldır sürekli yinelenen, hatta son zamanlarda daha bir coşkuyla dile getirilen "barış, kardeşlik" umutları çoğu kez hüsrana uğrasa da, bu konuda inatçı bir duruş sergileyen ve bunu bıkmadan usanmadan yineleyen insanlar azımsanmayacak kadar fazla.

Barışı yazmaktan bıkmayan kalemler, bunun için canını ortaya koyan insanlar ve bıkmadan usanmadan barış umudunu taşıyan ezgiler...
Kardeş Türküler de bu inatçı topluluğun bir parçası. Belki de bu topluluğun barış ve kardeşliği birçok kesime sevdiren, en güzel parçalarından biri.
Bu topluluk içinde, Kardeş Türküler için, yaptıkları müziğin çok sesliliği ile tahammül etme sınırlarını esnetti demek çok da iddialı olmaz.
HEPİMİZ İÇİN!
Bir dilde ya da bir etnik kimlikte takılı kalmadı Kardeş Türküler, her sene repertuvarlarına yeni diller yeni kültürler eklediler. Sene içerisinde gittikleri yerlerden korolarla, dansçılarla dengbejlerle dönüp her sene olduğu gibi Harbiye Açık Hava Tiyatrosu konserlerinde bu çalışmaların ve kültürün bir harmonisini yaptılar izleyenlere.
Her sene olduğu gibi yine farklı etnisiteden, cinsiyetten, cinsel yönelimden, sınıftan, inançtan, coğrafyadan olanlara, müziğin ve dansın diliyle yükselen bir buluşma gerçekleştirdiler.
Karadeniz'den Balkanlara, Mezopotamya'dan Kafkaslara, şarkılarını barış ve kardeşlik için söyleyen Kardeş Türküler, bu defa sahneye "Hepimiz" için çıktı.
Her sene olduğu gibi bu sene de sahne tam bir şölen havasında akıp gitti. Kimler yoktu ki "Hepimiz" sahnesinde, Makedonya'dan geleneksel Balkan sazlarının (tambura, gayda, kaval, askı davul) icrasında Virtüöz Bajsa Arifovska, Emran Nezirovski, Ratko Dautovski ile; Cizre'den sese hayat veren kadın dengbejler Dengbêj Kurdê ve Dengbêj Henîfa ile Erbil'den uzun havalar ve halaylarla Arab Osman ve Muhammed Ahmad Erbili ile; Karadeniz'den Kemençe Ustası Beşköylü Adem.
Usta Yorumcu Bedia Akartürk, aşık geleneğinde sazıyla sözünü esirgemeyen Âşık Sinem Bacı, Tebriz'de başladığı müzik çalışmalarına bugün İstanbul'da devam eden Müzik Eğitmeni ve Solist Cavit Murtezaoğlu, zurna, mey ve duduk icrasının başarılı temsilcilerinden Ertan Tekin, alternatif sahne performanslarıyla dikkati çeken Çıplak Ayaklar Kumpanyası (ÇAK) ve her zamanki gibi Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübünden dansçılar. Ve final sürprizi olarak da oyuncu Nihal Yalçın sahnedeydi. Bu listeyi saymak bile gecenin ne kadar güzel geçtiğini tahminlere bırakmayacak derecede yeterli.
KAN DEĞİL SÖZ HÜKÜM SÜRSÜN
Kardeş Türküler, konuklarıyla ve yaptığı ezgilerle barış ve kardeşlik özlemine dem vurduğu kadar, mesajlarıyla da birçok kez ayakta alkışlandı.
Semah ile başlayan gecede cemin ibadet, cemevlerinin ibadethane olduğu vurgulandı. Öte yandan solistlerden Fehmiye Çelik "Bu akşam burada bilinmeyen dil, bir dil değil iki değil, o malum savcılar ve hakimler burada olsaydı kafaları bir hayli karışırdı" dedi.
Afyon'da meydana gelen patlamada, 25 gencin yaşamını yitirmesi üzerine "Elleriyle bomba sayımı yapılması söylenen bedenleri sayıyor şimdi devlet" diyen Kardeş Türküler, "Yaşamı, hayatları çoğaltan barış için söylüyoruz, istiyoruz ki kan değil söz hüküm sürsün. Sadece insan için değil doğa için, kuşlar için dağlar için... Canımız yana yana istiyoruz barışı hepimiz için, diyerek bu konuda sadece ezgilerinin değil, söyleyecek sözlerinin de olduğunu gösterdiler. Öte yandan "Kara kara kazanlar, kara yazı yazanlar, yerin dibine girsin barajları yapanlar." Şarkısıyla da HES'lere karşı da tavırlarını ortaya koydular.
Tabii mesajlar sadece Kardeş Türküler'den gelmedi. "Hepimiz" sahnesine konuk olan Ertan Tekin, Hrant Dink için yaptığı besteyi çalmadan önce, "Biz barışı çaldıkça, demir coplar alınıyor, işkenceciler emniyet müdürü yapılıyor, faili belli cinayetler, faili meçhule mahkum ediliyor. Ama tüm bunlara rağmen karanlığa üflemeye devam edeceğim" dedi. Silopi'den gelen kadın dengbejler Dengbêj Kurdê ve Dengbêj Henîfa ise "Biz analar olarak özgür yaşamak istiyoruz, savaş değil barış istiyoruz" çağrısı yaptılar. Gecede Roboskî Katliamı da unutulmadı. Vedat Yıldırım'ın solisti olduğu Bajar grubunun, Roboski'deki katliam için besteledikleri, Sî û çar heb ( Otuzdört adet ) şarkısı da gecede söylendi.
(İstanbul/EVRENSEL)

 

Mücadele Birliği Web Sitesi,21 TEMMUZ 2012 11:22



Coşkulu Dayanışma Konseri!


BEDAŞ İşçileri "Taşeronluk Sistemini Durduracağız" dayanışma konseri düzenlediler. Konserde Apolas Lermi, Kardeş Türküler, Pınar Aydınlar, İlkay Akkaya sahne alan sanatçılar oldu.
BEDAŞ işçileri dün ( 20 Temmuz) Gazi mahallesi Mimar Sinan kent ormanı amfi tiyatro sahnesinde "BEDAŞ İşçileriyle Dayanışma Konseri" düzenlendi. BEDAŞ İşçileri "Taşeronluk Sistemini Durduracağız" dayanışma konseri düzenlediler. Konserde Apolas Lermi, Kardeş Türküler, Pınar Aydınlar, İlkay Akkaya sahne alan sanatçılar oldu. BEDAŞ'ta çalışan işçiler taşeron firmalarda okuma, kapatma, kesme, gibi alanlarda çalışıyorlardı. İşçiler Enerji Sendikasına üye olduktan sonra "maaşlarının zamanında" ödenmesini istemeleri için gerçekleştirdikleri iş bırakma eyleminden sonra yüzün üzerinde işçi işten çıkarılmıştı.
İşçiler Taksim'de bulunan BEDAŞ binası önünde kurdukları çadırda eylemlerini sürdürüyorlar. İki aydır eylemde olan işçiler düzenledikleri "Dayanışma Konseri" ile moral ve motivasyonlarını yükseltiler. İşçilere sahne alan sanatçılar Apolas Lermi, Kardeş Türküler, Pınar Aydınlar, İlkay Akkaya sahne alarak destek verirken, Konsere bir çok devrimci kurum ve gazi halkı işçileri yanız bırakmadı. Bin beş yüz kişilik amfi alanı dolup taştı. Sahneden devrimci kurumların dayanışma mesajları okunurken Mücadele Birliği Platformunun gönderdiği mesajda emperyalist kapitalist sistem kriz ve savaş içindeyken işçilere, savaş saf eleten başka getirmediği vurgulandı, mesajın devamında işçilerin ancak birlikte mücadelesi ile kapitalimi savaşarak alt edebilecekleri ifade edildi. Mesajın sonunda "Yaşasın İşçilerin Mücadele Birliği, Savaşan BEDAŞ İşçileri Yalnız Değildir" denildi.

Enerji Sen Başkanı Kamil Kartal ilk sözü alarak, İktidarın işçiler üzerinde kurduğu baskı ve kazanılmış haklara dokundurmayacağını belirti. Kartal; ülkeyi açık cezaevi haline getiren bu sistemin sendikacılardan, gazetecilere kadar tutuklandığını söyledi. İşçilerin yaptığı direnişin çok önemli olduğunu işçilere destek veren, devrimcilere, yurtseverlere, demokratlara, halka teşekkür ederek konuşmasını bittirdi. Dayanışma konserinde ilk sahne alan Apolas Lermi Karadeniz şarkılarıyla konseriyle farklı bir hava katarken ardından kardeş türküler Anadolu türküleriyle devam eden konser, Pınar Aydınlar ve İlkay Akkaya en sahne alarak konserin heyecanını doruğa ulaştı. İlkay Akkay'dan önce Hey Tekstil İşçisi kıs bir konuşma yaparak; HEY Tekstil fabrikasının sahibi Aynur Bektaş'ın işçileri nasıl işten çıkarıldıklarını, devletin "teşvik primleriyle" trilyonlarca parayı nasıl harcadığını anlatı. Hey Tekstil İşçisi, Hey Tekstil ürünlerini boykot etmeye çağırdı.
Sanatçılar BEDAŞ işçilerinin bu eylemlerine dayanışma vurguları yaptılar. Konser İlkay Akkaya'nın şarkılarıyla sona erdi
.

27.05.2012 Heber ekolay

HRANT DINK VAKFI'NCA, ELAZIĞ'DA ONARILAN ÇEŞMELER İÇİN ŞENLİK
ELAZIĞ'ın Kovancılar İlçesi Ekinözü Köyü'nde Hırant Dink Vakfı'nın girişimleri ve Kültür Bakanlığı'nın destekleri ile onarılan tarihi çeşmeler için şenlik düzenlendi.

ELAZIĞ'ın Kovancılar İlçesi Ekinözü Köyü'nde Hırant Dink Vakfı'nın girişimleri ve Kültür Bakanlığı'nın destekleri ile onarılan tarihi çeşmeler için şenlik düzenlendi. Avukat Fetiye Çetin'in babaannesinin köyü olan Ekinözü'ndeki çeşmelerin onarılmasının ardından düzenlenen şenliğe, Ermeniler'in de aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.
Köy girişinde karşılanan Ermeni asıllı vatandaşlar gözyaşları arasında birbirlerine sarılarak hasret giderdi. Kovancılar Kaymakamı Selçuk Aslan, Belediye Başkanı Bekir Yanılmaz, İl Kültür ve Turizm Müdürü Tahsin Öztürk, Hrant Dink Vakfı Başkanı Rakel Dink, Dink Ailesi'nin avukatı Fetiye Çetin, yazarlar ve çok sayıda davetli katıldı.
Davul- zurna eşliğinde halaylar çekilerek onarımı tamamlanan tarihi çeşmelerin bulunduğu alana yürüyerek giden kalabalık burada toplandı. Kovancılar Belediye Başkanı Bekir Yanılmaz yaptığı konuşmada kardeşlik özleminin çekildiğinibelirterek, "Sizleri aramızda görmekten mutluyuz, sevinçliyiz, huzurluyuz, gönlümüz sevgiyle dolu. Bu bir kardeşlik, bu bir huzur, bu bir güzelliktir. Biz nasıl kardeşliğe hasretsek, güzelliğe hasretsek, bu hasretimiz bugün bitmiş durumda" dedi.
'ONARMASAK YOK OLACAKLARDI'
Dink Ailesi'nin Avukatı Fetiye Çetin de yaptığı konuşmada, suyun kültürlerin aynası olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Su kültürü, arkasında bulunan kültürün aynasıdır derler. Bugün, bu kültürün Ermeni mimarisine özgü, çok gözlü çeşmelerin özgün bir örneği. Bu çeşmeler arakasındaki kültürü, büyüklüğü ve geçkinliği konusunda bize ipucu sunuyorlar. Ve bu kültürün pek çok örneği gibi bu çeşmeler de kendi haline bırakılsalardı eğer, iki yıl içerisinde yok olacaklardı. Biz bu çeşmeleri gördüğümüz andan itibaren bir hayal kurduk. Bu çeşmelerin restorasyonunu gerçekleştirmeliydik ve bu hayalimizi gerçekleştirmek için 2009 yılında çıktığımız yolculuğun bugün çok önemli bir durağındayız. Bu yolculuğumuzda bize yol arkadaşlığı eden sevgili Habap'lı (Ekinözü) dostlarımıza Avrupa'dan, Ermenistan'dan, Türkiye'den gelerek restorasyon yapım sürecinde, canla başla çalışan gönüllülerimize maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen dostlarımıza, başta Kültür Bakanlığı olmak üzere katkı sunan tüm vakıf ve kuruluşlara çok değerli katkıları ve destekleri için teşekkür ediyoruz."
Kovancılar Kaymakamı Selçuk Aslanda köylülerden bu güzel etkinliği gelenekselhale getirmelerini istedi.
RAKEL DİNK, GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMADI
Son olarak konuşan Hırant Dink Vakfı Başkanı Rakel Dink, Hırant Dink'in elleriyle tutuşturduğu yüzleştirme meşalesi için buraya geldiklerini belirterek şunları söyledi:
"Bugün o meşalenin tutuşturmanın devamlılığını yaşıyoruz. Bugün bu çeşmenin sularında birleştik. Bugün buraya hepimiz çok yoğun duygular ile geldik. Tanrının sözünden ben, bir söz söylemeden geçemiyorum; Diyor ki; 'kulaklarda fısıltı ile söylenen her şey damlarda bağırılacaktır. Hiç bir şey gizli kalmayacağı gibi hiçbir gerçek de gizli kalmaz, örtülemez.' Bugün o fısıldanan şeyleri bu çeşmenin damında seslendirmeye geldik."
KARDEŞ TÜRKÜLER KONSERİ
Rakel Dink, konuşmasını yaparken elleri titredi ve gözyaşlarını tutamadı. Yapılan konuşmaların ardından sahneye çıkan Kardeş Türküler, bir birinden güzel parçalarıyla törene katılanlara unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu.

 

27.05.2012 Diyadinnet

ELAZIG'IN KOVANCILAR ILCESI EKINOZU KOYU'NDE HIRANT DINK VAKFI'NIN GIRISIMLERI VE KULTUR BAKANLIGI'NIN DESTEKLERI ILE ONARILAN TARIHI CESMELER ICIN SENLIK DUZENLENDI. AVUKAT FETIYE CETIN'IN BABAANNESININ KOYU OLAN EKINOZU'NDEKI CESMELERIN ONARILMASININ ARDINDAN DUZENLENEN SENLIGE, ERMENILER'IN DE ARALARINDA BULUNDUGU COK SAYIDA DAVETLI KATILDI.
ELAZIĞ'ın Kovancılar İlçesi Ekinözü Köyü'nde Hırant Dink Vakfı'nın girişimleri ve Kültür Bakanlığı'nın destekleri ile onarılan tarihi çeşmeler için şenlik düzenlendi. Avukat Fetiye Çetin'in babaannesinin köyü olan Ekinözü'ndeki çeşmelerin onarılmasının ardından düzenlenen şenliğe, Ermeniler'in de aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.
Köy girişinde karşılanan Ermeni asıllı vatandaşlar gözyaşları arasında birbirlerine sarılarak hasret giderdi. Kovancılar Kaymakamı Selçuk Aslan, Belediye Başkanı Bekir Yanılmaz, İl Kültür ve Turizm Müdürü Tahsin Öztürk, Hrant Dink Vakfı Başkanı Rakel Dink, Dink Ailesi'nin avukatı Fetiye Çetin, yazarlar ve çok sayıda davetli katıldı.
Davul- zurna eşliğinde halaylar çekilerek onarımı tamamlanan tarihi çeşmelerin bulunduğu alana yürüyerek giden kalabalık burada toplandı. Kovancılar Belediye Başkanı Bekir Yanılmaz yaptığı konuşmada kardeşlik özleminin çekildiğini belirterek, "Sizleri aramızda görmekten mutluyuz, sevinçliyiz, huzurluyuz, gönlümüz sevgiyle dolu. Bu bir kardeşlik, bu bir huzur, bu bir güzelliktir. Biz nasıl kardeşliğe hasretsek, güzelliğe hasretsek, bu hasretimiz bugün bitmiş durumda" dedi.
'ONARMASAK YOK OLACAKLARDI'

Dink Ailesi'nin Avukatı Fetiye Çetin de yaptığı konuşmada, Suyun kültürlerin aynası olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Su kültürü, arkasında bulunan kültürün aynasıdır derler. Bugün, bu kültürün Ermeni mimarisine özgü, çok gözlü çeşmelerin özgün bir örneği. Bu çeşmeler arakasındaki kültürü, büyüklüğü ve geçkinliği konusunda bize ipucu sunuyorlar. Ve bu kültürün pek çok örneği gibi bu çeşmeler de kendi haline bırakılsalardı eğer, iki yıl içerisinde yok olacaklardı. Biz bu çeşmeleri gördüğümüz andan itibaren bir hayal kurduk. Bu çeşmelerin restorasyonunu gerçekleştirmeliydik ve bu hayalimizi gerçekleştirmek için 2009 yılında çıktığımız yolculuğun bugün çok önemli bir durağındayız. Bu yolculuğumuzda bize yol arkadaşlığı eden sevgili Habap'lı (Ekinözü) dostlarımıza Avrupa'dan, Ermenistan'dan, Türkiye'den gelerek restorasyon yapım sürecinde, canla başla çalışan gönüllülerimize maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen dostlarımıza, başta Kültür Bakanlığı olmak üzere katkı sunan tüm vakıf ve kuruluşlara çok değerli katkıları ve destekleri için teşekkür ediyoruz."
Kovancılar Kaymakamı Selçuk Aslan da köylülerden bu güzel etkinliği geleneksel hale getirmelerini istedi.

RAKEL DİNK, GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMADI

Son olarak konuşan Hırant Dink Vakfı Başkanı Rakel Dink, Hırant Dink'in elleriyle tutuşturduğu yüzleştirme meşalesi için buraya geldiklerini belirterek şunları söyledi:
"Bugün o meşalenin tutuşturmanın devamlılığını yaşıyoruz. Bugün bu çeşmenin sularında birleştik. Bugün buraya hepimiz çok yoğun duygular ile geldik. Tanrının sözünden ben, bir söz söylemeden geçemiyorum; Diyor ki; 'kulaklarda fısıltı ile söylenen her şey damlarda bağırılacaktır. Hiç bir şey gizli kalmayacağı gibi hiçbir gerçek de gizli kalmaz, örtülemez.' Bugün o fısıldanan şeyleri bu çeşmenin damında seslendirmeye geldik."
KARDEŞ TÜRKÜLER KONSERİ

Rakel Dink, konuşmasını yaparken elleri titredi ve gözyaşlarını tutamadı. Yapılan konuşmaların ardından sahneye çıkan Kardeş Türküler, bir birinden güzel parçalarıyla törene katılanlara unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu.(DHA)

 

29/05/2012 Radikal

Heranuş'un 1915'te kuruyan çeşmeleri

Tehcirden sonra 207 haneli Ermeni köyüne civar yörelerden Kürt köylüler yerleştirildi. Tarih bir anlamda silinip giderken, Ermenilerden geriye evler ve mimari harika çeşmeler kaldı.

Otobüsümüz, eski Palu yolunun başındaki tarihi köprüde durdu. Agos gazetesi yazarlarından Sarkis Seropyan, tarihi köprüden geçip eski Palu’nun tepede görünen kilisesinin kalıntılarına doğru yürüyeceğimizi söyledi.
Türklerin Murat, Ermenilerin “Arazani” adını verdikleri nehir, 97 yıl öncesinin haşmetiyle akmaya devam ediyordu. Hrant Dink’in avukatı Fethiye Çetin’in 95 yaşında ölen anneannesi Seher’in anılarındaki nehir ve kilise işte burasıydı.
1915 Ermeni Tehciri’nde Habap köyünden çıkan kafile Palu’ya geldiğinde kadınlar bu kiliseye kapatılmış, erkekler ise alınıp götürülmüşlerdi. Fethiye’nin anneannesi Seher, gerçek ismiyle Heranuş da bu kiliseye kapatılan kadınlar arasındaydı.
Birbirlerinin sırtına basa basa kilisenin penceresine ulaşan kadınlar felaketi gördüler. Erkekler öldürülüp Murat suyuna atılıyordu.
Heranuş, Elazığ’ın Kovancılar ilçesine bağlı Habap köyündendi. Babaları, 1913 yılında ABD’ye gitmiş, ailenin geri kalanı da sürgüne gönderilen kafiledeydi. 

97 yıl sonra yüzleşme
97 yıl sonra 27 Mayıs Pazar günü Habap Camii’nin minaresinden öğle vakti şöyle bir Kürtçe çağrı yapıldı:
“Gele Gündiyan, Ki xwarin çekiriye, bila seat duduyanda germ bike u bine camiye...”
Çağrının Türkçesi şuydu: “Sayın Köylüler,
Her kim yemek hazırlamışsa lütfen saat ikide ısıtarak camiye getirsin...”
1915 yılındaki tehcirden sonra 207 haneli Ermeni köyü Habap uzun yıllar sessizliğe terk edildi. Daha sonra civar yörelerden Kürt köylüler yerleştirildiler. Tarih bir anlamda silinip giderken, Ermenilerin bıraktıkları evler, kiliseler ve mimari harikası olan çeşmeler kaldı.
Bu köyde doğan ve şimdi Almanya’da yaşayan Adnan Dindar, yıllar sonra doğup büyüdüğü sokaklarda dolaşırken kilisenin yanında durdu. “Kiliseye girer ve duvarlarındaki kireçlerden yerdik. Sararan yüzlerimize kan geleceğine inanırdık... Bu eski bir Ermeni âdetiymiş sonradan öğrendim. Burası samanlık olarak kullanılırdı. Şimdi kendi tarihimle yüzleşmek için buradayım...” 

Fethiye Çetin
Fethiye Çetin, anneannesi Heranuş’un köyü Habap’ı bulduktan sonra, Ermenilerden kalan izlerin peşine düştü. Yıkılmış, kullanılamaz hale gelmiş çeşmelerden yeniden su aktığını hayal etmeye başladı. Yaraların sarılmasına yardımcı olabilirdi çeşmelerin hayata dönmesi...
Fethiye ile birlikte Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’a gidip, çeşmelerin restorasyonu projesine destek vermesini istedik. Verdi de...Onun bu maddi desteği, projeninin genel olarak desteklenmesi için teşvik edici bir etki yaptı...
Hayal sonunda gerçek oldu. Fethiye Çetin, çeşmelerin yeniden suya kavuşmasını halay çekerek kutladı.
“Anneannem Heranuş” diye başladığı sözlerini gözyaşlarıyla sürdürdü. Bunun kendi geçmişiyle, doğup büyüdüğü ülkenin geçmişiyle bir yüzleşmeye vesile olmasının mutluluğu içindeydi.
Proje Hrant Dink Vakfı’nın bir projesiydi. Zeynep Taşkın, Vakıf adına bu projenin gerçekleşmesi için büyük çaba gösterenlerin başında geliyordu. Habap muhtarı Hayati Yarmadelen’in ve köylülerin gönüllü katkıları da işlerin hızla yürümesini sağlamıştı. Kovancılar Belediye Başkanı Bekir Yanılmaz da her türlü desteği esirgememişti. Kovancılar Kaymakamı Selçuk Arslan ortaya çıkan kardeşlik projesinin bir parçası olmanın mutluluğunu yaşıyordu.
Habap çeşmeleri belki de bir ilkti. İlk kez sivillerin başını çektiği bir inisiyatif, 1915’le başlayan acı yılları anıyor, Anadolu’nun orta yerinde, acıların yaşandığı bir mekânda, “dostluk ve kardeşlik” için, tarihimizle yüzleşmeyi gerçekleştiriyordu. “Kardeş Türküler”in müziği çeşmelerin başında su seslerine karışıyordu.
Köylüler hazırladıkları yemekleri yüzlerce misafire ikram için koşuşturdular.
Buluşmanın en etkili konuşmasını Rakel Dink yaptı. Fethiye Çetin’in anneannesi Heranuş’un yaşadıkları onun dilinde bir destana dönüştü:
Hrant Dink yüzleşme meşalesini elimize tutuşturdu. Biz burada onun meşalesini bu çeşmelerin sularında birleştirdik..
Neleri fısıldadılar? Acılarını, özlemlerini, kayıp ettiklerini, ellerinden alınanları, sevdiklerinden nasıl bir vahşetle koparıldıklarını fısıldadılar...
Olmayan kültürlerini, acılarını ve hiç kullanamadıkları dinlerini, dillerini fısıldadılar...
Kesin ağlayamadılar bile...
Gerçek isimleriyle bir daha kimse seslenmedi onlara...
Belki de fısıldayamadılar, boş gözlerle baktılar...
Aslında bakamadılar da...
Yeniden varolmak için
silindiler, yok oldular, yaşarken öldüler...
Sıra torunlarda...
Kılıç artıklarının tamamen yok olmaması için görev torunlara düşüyor.
Araştırın, okuyun, yazın kendi geçmişinizi öğrenin...
Geçmişinizle yüzleşirseniz hem onları hem kendinizi özgürleştirirsiniz...
Yüzleştikçe insanlaşıyoruz...”
Rakel ve Fethiye’nin birbirlerine sarılmalarıyla büyük acı yeniden paylaşılıyordu..

 

28 Mayıs 2012 Pazartesi
Doğan Haber Ajansı [3658951]

 

Rakel Dink, Gözyaşlarına Hakim Olamadı


Elazığ'daki tarihi çeşme açılışında katledilen gazeteci Hrant Dink'in eşi Rakel Dink göz yaşlarını tutamadı.
ELAZIĞ'ın Kovancılar İlçesi Ekinözü Köyü'nde Hırant Dink Vakfı'nın girişimleri ve Kültür Bakanlığı'nın destekleri ile onarılan tarihi çeşmeler için şenlik düzenlendi. Avukat Fetiye Çetin'in babaannesinin köyü olan Ekinözü'ndeki çeşmelerin onarılmasının ardından düzenlenen şenliğe Ermeniler'in de aralarında bulunduğ çok sayıda davetli katıldı.

Köy girişinde karşılanan Ermeni asıllı vatandaşlar göz yaşları arasında bir birlerine sarılarak hasret giderdi. Kovancılar Kaymakamı Selçuk Aslan, Belediye Başkanı Bekir Yanılmaz, İl Kültür ve Turizm Müdürü Tahsin Öztürk, Hrant Dink Vakfı Başkanı Rakel Dink, Dink Ailesi'nin avukatı Avukatı Fetiye Çetin, yazarlar ve çok sayıda davetli katıldı.

Davul-zurna eşliğinde halaylar çekilerek onarımı tamamlanan tarihi çeşmelerin bulunduğu alana yürüyerek giden kalabalık burada toplandı. Kovancılar Belediye Başkanı Bekir Yanılmaz, yaptığı konuşmada kardeşlik özleminin çekildiğini hatırlatarak, "Sizleri aramızda görmekten mutluyuz, sevinçliyiz, huzurluyuz, gönlümüz sevgiyle dolu. Bu bir kardeşlik, bu bir huzur, bu bir güzelliktir. Biz nasıl kardeşliğe hasretsek, güzelliğe hasretsek, bu hasretimiz bu gün bitmiş durumda" dedi.

"TOPRAĞA ÇOK DEĞERLİ BİR TOHUM ATTIK"

Dink Ailesi'nin Avukatı Fetiye Çetin de yaptığı konuşmasında, suyun kültürlerin aynası olduğunu belirterek, "Su kültürü, arkasında bulunan kültürün aynasıdır derler. Bu gün, bu kültürün Ermeni mimarisine özgü, çok gözlü çeşmelerin özgün bir örneği. Bu çeşmeler arakasındaki kültürü, büyüklüğü ve geçkinliği konusunda bize ipucu sunuyorlar. ve bu kültürün pek çok örneği gibi bu çeşmeler de, kendi haline bırakılsalardı, eğer iki yıl içerisinde yok olacaklardı. Biz bu çeşmeleri gördüğümüz andan itibaren bir hayal kurduk. Bu çeşmelerin restorasyonunu gerçekleştirmeliydik ve bu hayalimizi gerçekleştirmek için 2009 yılında çıktığımız yolculuğun bugün çok önemli bir durağındayız. Bu yolculuğumuzda bize yol arkadaşlığı eden sevgili Habap'lı (Ekinözü) dostlarımıza Avrupa'dan, Ermenistan'dan, Türkiye'den gelerek restorasyon yapım sürecinde, canla başla çalışan gönüllülerimize maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen dostlarımıza, başta Kültür Bakanlığı olmak üzere katkı sunan tüm vakıf ve kuruluşlara çok değerli katkıları ve destekleri için teşekkür ediyoruz" diye konuştu.

Katkı ve desteklerinden dolayı Kovancılar Kaymakamı Sayın Selçuk Aslan ve Kovancılar Belediye Başkanı Bekir Yanılmaz'a teşekkür eden Avukat Çetin, "Restorasyonu başardık ancak başarımız bundan ibaret değil. Bu ülkede toplumun çoğunluğunun başaramadıklarını biz burada başardık. Biz Kürtler, Ermeniler, Türkler birlikte çalışarak, birlikte üst üste koyduğumuz taşlarla, kuruyan çeşmelerden suları yeniden akıttık. Birbirimize dokunarak, birbirimizi tanıyarak, ön yargılarımızdan kurtulduk, korkularımızın esaretinden özgürlüğe kavuştuk. Hikayelerimizi paylaşarak, kendimizden başkalarının acılarını öğrendik, unuttuklarımızı birlikte hatırladık, bağırmadan ve kavga etmeden konuşmayı ve tartışmayı öğrendik. Acılarımızı ve hikayelerimizi paylaşmanın dönüştürücü ve iğleştirici gücüne hep birlikte tanık olduk. Bu ülkede çoğunluğa sunulmak üzere toprağa çok değerli bir tohum attık, bu tuhum yeşersin umut olsun, tüm ülkeye yayılsın. Düşmanlığın birbirine ve tarihi yok saymanın yerine barış, dostluk ve sevgi alsın diye sevgi ile" şeklinde konuştu.

Kovancılar Kaymakamı Selçuk Aslan ise köylülerden bu güzel etkinliği gelenekselleştirmelerini istediğini ifade ederek, "Bugün büyük bir güzelliğin taçlandırılmasına hep birlikte şahitlik ediyoruz. Bundan yaklaşık altı ay önce çeşmelerin restorasyonu tamamlandı, açılışı yapıldı. Bu açılış ile beraber belki gelenekselleşecek. Köylülerimizden özellikle istirham ediyorum. Bu güzel coşku ile kutlamalar geleneksel hale getirilsin. Güzel insan topluluğu her daim, bir araya toplansın, halaylarda, el elle tutuşalım, konuşalım, acılarımızı paylaşalım. Konuştukça belki birbirimizi anlayabilecek hale geleceğiz. Bu bir adım, güzel bir adım. Tarihte her bir güzellik, ilk adımın atılması ile başlamıştır" ifadelerini kullandı.

RAKEL DİNK, GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMADI

Son olarak konuşan Hrand Dink Vakfı Başkanı Rakel Dink, Hran Dink'in elleriyle tutuşturduğu yüzleştirme meşalesi için buraya geldiklerini belirterek şunları söyledi:

"Bugün o meşalenin tutuşturmanın devamlılığını yaşıyoruz. Bugün bu çeşmenin sularında birleştik. Bugün buraya hepimiz çok yoğun duygular ile geldik. Tanrının sözünden ben, bir söz söylemeden geçemiyorum; Diyor ki; 'kulaklarda fısıltı ile söylenen her şey damalarda bağırılacaktır. Hiç bir şey gizli kalmayacağı gibi hiçbir gerçek de gizli kalmaz, örtülemez.' Bugün o fısıldanan şeyleri bu çeşmenin damında seslendirmeye geldik. Kaybettiklerini, ellerinden alınanları, sevdiklerinden nasıl bir vahşetle koparıldıklarını fısıldadılar birbirlerine. Artık olmayan kültürlerini, anılarını ve hiçbir zaman kullanamayacakları dillerini, dinlerini fısıldadılar birbirilerine. Yad ediyoruz çekilen acıları. Bütün ülkenin, 73 milyon insanın hissetmelerini, anlamasını arzu ediyoruz. Ta ki bir daha insan, insana bir soy, başka bir soya bir ülke, başka bir ülkeye, ülke insanlarına reva görmesin çekilenleri. Acı çektirmesin kimseye, kimseye öldürmek için değil, yaşatmak için gayret etsin herkes."

Rakel Dink, konuşmasını yaparken elleri titredi ve göz yaşlarını tutamadı. Yapılan konuşmaların ardından sahne alan Kardeş Türküler, bir birinden güzel parçalarıyla törene katılanlara unutulmaz bir müzik ziyafeti sundu

 

Bolu 2/5/2012

Kardeş Türküler, Bolu'ya geliyor

Anadolu'nun tüm seslerini, renklerini ve kültürlerini bünyesinde barındıran Kardeş Türküler müzik ekibi 08 Mayıs'ta Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde konser verecek.

Anadolu'nun tüm seslerini, renklerini ve kültürlerini bünyesinde barındıran Kardeş Türküler müzik ekibi 08 Mayıs'ta Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde konser verecek.

İlk kez 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü'nde hazırlanan bir konser çalışması olarak gündeme geldi. Bu konserin repertuarı, Türk, Kürt, Azeri ve Ermeni şarkılarından oluşuyordu. Daha sonraki dönemlerde, değişik kültürlere ait şarkı ve danslara da yönelindi ve repertuar zenginleştirildi: Laz, Gürcü, Çerkez, Çingene, Makedon, Alevi... şarkıları ve dansları icra edildi. Kardeş Türküler Projesi'nde icracı olan müzisyen ve dansçılar, 1995'te kurulan Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nun (BGST) kurucuları arasında yer aldılar. Projenin bundan sonraki çalışmaları, konserleri, dans müzik gösterileri ve albümleri BGST çatısı altında sürdürüldü. Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu bünyesinde yer alan Kardeş Türküler projesi, "halkların kardeşliği"ne müzikal bir çerçeveden vurgu yapıyor. Anadolu, Trakya ve Mezopotamya halk şarkılarını, kendi kültürel bağlamlarını dikkate alarak, orijinal dilleriyle yorumlamaya çalışırken, çokkültürlü bir coğrafyada kardeşlik içinde bir arada yaşama umudunu dile getiriyor. 08 Mayıs 2012'de AİBÜ Kongre Merkezi'nde sevenleriyle buluşacak olan Kardeş Türküler'in konserine ilginin büyük olacağı tahmin ediliyor.

 

05 Mayıs 2012 Beyaz Gazete
'Yılmaz Güney Parkı' Görkemli Bir Törenle Açıldı
Akdeniz Belediyesi'nin yaptırdığı "Yılmaz Güney Parkı", görkemli bir törenle açıldı.

Açılışta oldukça duygulanan Yılmaz Güney'in eşi Fatoş Güney, "Öleli 27 yıl oldu ama Yılmaz Güney üzerindeki baskılar ve yasaklar sürüyor" dedi.

Akdeniz Belediyesi'nin Şevket Sümer Mahallesi'nde yaptırdığı Yılmaz Güney Parkı, düzenlenen törenle açıldı. Açılışa, Yılmaz Güney'in eşi Fatoş Güney, BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Hakkari Milletvekili Adil Kurt, Akdeniz Belediye Başkanı Mehmet Fazıl Türk, sinema ve tiyatro sanatçısı Mustafa Alabora, şair Sezai Sarıoğlu, yazar Suzan Samancılar, Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya, sanatçı Mikail Aslan, Kardeş Türküler ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi ile vatandaşlar katıldı.

Akdeniz Belediyesi Halkoyunları Ekibinin gösterisi ile başlayan törende şair Sezai Sarıoğlu, Can Yücel ve kendi şiirlerinden oluşan mini bir şiir ziyafeti sundu. Daha sonra kürsüye gelen Akdeniz Belediye Başkanı Fazıl Türk, "Değer yaratanları yaşatma vicdani, insani ve tarihsel bir zorunluluktur" dedi.>>

 

28 Nisan 2012 Gerçek Gündem

Ünlü müzik grubu lKardeş Türküler Erbil'de konser verdi

ERBİL (AA) - Mustafa Kerim - Türkiye'nin ünlü müzik gruplarından olan Kardeş Türküler, Erbil'de konser verdi. Gençlik Müzik Festivali-Positive Vibrations 2. Festivali'ne katılmak üzere Erbil'e gelen Kardeş Türküler, Erbil Sami Abdurrahman Parkı'nda bir konser verdi.

Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile Türkiye arasında sosyal, kültürel ve sanatsal bağları güçlendirmek amacıyla faaliyet gösteren 2010+ Derneği tarafından organize edilen festival kapsamında, her yıl bu tarihlerde çeşitli faaliyetler düzenleniyor ve Türkiye'den sanatçılar davet ediliyor.

Konsere, Erbil Türkiye Başkonsolosu Aydın Selcen ile bir çok Kürt yetkili katıldı. Halka açık olan festivalde sahne alan Kardeş Türküler, Kürtçe ve Türkçe söyledikleri şarkılarla Kürt izleyicileri coşturdu. Festivalde Kardeş Türküler'in yanısıra Gevende, Cem Yıldız ve Dodan da sahne alacak

.

27 Nisan 2012 HBR Haber

'Kardeş Türküler' Erbil'de halkı coşturdu

Ünlü müzik gurubu Kardeş Türküler, Erbil'de düzenlenen festivalde Kürt hayranlarını coşturdu. İkinci Gençlik Müzik Festivali'ne katılmak üzere Erbil'e gelen Kardeş Türküler, büyük ilgi gördü. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile...

Ünlü müzik gurubu Kardeş Türküler, Erbil'de düzenlenen festivalde Kürt hayranlarını coşturdu.
İkinci Gençlik Müzik Festivali'ne katılmak üzere Erbil'e gelen Kardeş Türküler, büyük ilgi gördü. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile Türkiye arasında sosyal, kültürel ve sanatsal bağları güçlendirmek amacıyla faaliyet gösteren 2010+ Derneği tarafından organize edilen festival, Sami Abdurrahman Parkı'nda düzenlendi. Konsere Türkiye'nin Erbil Başkonsolosu Aydın Selcen ile birçok Kürt yetkili ve müzikseverler katıldı.
Demokrasi Partisi (DEP) ve Sürgündeki Kürt Parlamentosu'nun eski Başkanı Yaşar Kaya da eşi ile birlikte konseri izleyenler arasındaydı.
Halka açık ve ücretsiz olan festivalde sahne alan Kardeş Türküler, Kürtçe ve Türkçe söyledikleri şarkılarla Kürt izleyicilerini coşturdu. Erbil'deki etkinlikte Kardeş Türküler'in yanı sıra Gevende, Cem Yıldız ve Dodan da sahne alacak.

 
26/4/2012 Özgur Gündem

Kardeş Türküler Hewler'de

Türkiye'nin ünlü müzik gruplarından olan Kardeş Türküler, Gençlik Müzik Festivali-Positive Vibrations 2. Festivali kapsamında Hewler'de konser verdi. Erbil Sami Abdurrahman Parkı'nda gerçekleştirilen konserde Kardeş Türküler, Kürtçe ve Türkçe söyledikleri şarkılarla Kürt izleyicileri coşturdu. 2010 Derneği tarafından organize edilen festival kapsamında, her yıl bu tarihlerde çeşitli faaliyetler düzenleniyor ve Türkiye'den sanatçılar davet ediliyor.

 

27/04/2012 Sonhaberler

Kardeş Türküler Irak'ta

Kardeş Türküler erbil de konser verdi.

Türkiye nin ünlü müzik gruplarından olan Kardeş Türküler , erbil de konser verdi.
Gençlik Müzik Festivali-Positive Vibrations 2. Festivali ne katılmak üzere erbil e gelen Kardeş Türküler , erbil Sami Abdurrahman Parkı nda bir konser verdi.
Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile Türkiye arasında sosyal , kültürel ve sanatsal bağları güçlendirmek amacıyla faaliyet gösteren 2010 Derneği tarafından organize edilen festival kapsamında , her yıl bu tarihlerde çeşitli faaliyetler düzenleniyor ve Türkiye den sanatçılar davet ediliyor.
Konsere , erbil Türkiye Başkonsolosu Aydın Selcen ile bir çok Kürt yetkili katıldı. Halka açık olan festivalde sahne alan Kardeş Türküler , Kürtçe ve Türkçe söyledikleri şarkılarla Kürt izleyicileri coşturdu. Festivalde Kardeş Türküler in yanısıra Gevende , Cem Yıldız ve Dodan da sahne alacak

.

18/04/2012 Todays

Folk ensemble Kardeş Türküler headed for Iraq

The ethnic folk ensemble Kardeş Türküler is headed for Erbil later this month for an open-air music festival in the northern Iraqi city.
The psychedelic folk band Gevende and two other Turkish acts, Cem Yıldız and Dodan, will be joining Kardeş Türklüler in the Positive Vibrations 2 Festival, scheduled for April 26-27 in Erbil. Kardeş Türküler will hold a two-day workshop with 15 students from the Erbil Conservatory ahead of their April 26 concert, whose participants will join the ensemble onstage during the concert.

18/04/2012 Güncel Haberler

Kardeş Türküler, Erbil yolcusu
Kardeş Türküler, Erbil'de düzenlenecek İkinci Gençlik Müzik Festivali'nde konser verecek.
Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile Türkiye arasında sosyal, kültürel ve sanatsal bağları güçlendirmek amacıyla faaliyet gösteren 2010+ Derneği tarafından organize edilen festival, Sami Abdurrahman Parkı'nda düzenlenecek. Halka açık olacak festival kapsamında Kardeş Türküler, 26 Nisan'da sahne alacak. Kardeş Türküler, konser öncesinde 2 gün boyunca Erbil Konservatuvarı'ndan 15 öğrenci ile bir atölye çalışması yürütecek. Kardeş Türküler projesinin anlatılacağı ve birlikte şarkıların çalışılacağı bu atölyenin ardından öğrenciler, Kardeş Türküler ile birlikte sahneye çıkacak. 26-27 Nisan tarihlerinde Erbil'de yapılacak olan festivale Kardeş Türküler'in yanı sıra Gevende, Cem Yıldız ve Dodan katılıyor.

 

Hürriyet 11/3/2011

Amerika Konserinin geliri Van Depremzedelerine

Kardeş Türküler ve Arto Tunçboyacıyan, New Jersey'de konser verdi. Amerika Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilen konserin gelirinin tamamı Van depremzedelerine bağışlanacak.

Kardeş Türküler ve Arto Tunçboyacıyan, ABD'nin New Jersey eyaletinde konser verdi. Tüm geliri Van depreminde mağdur olan vatandaşlara verilmek üzere Amerika Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilen Kardeş Türküler ve Arto Tunçboyacıyan konseri, New Jersey eyaletinin Englewood şehrindeki Dwight Marrow Lisesi'nin konferans salonunda düzenlendi.

Kalabalık bir dinleyici topluluğunun geldiği konserin başında kısa bir konuşma yapan Amerika Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Zeki Yeşilyurt, Van'da meydana gelen depremlerin herkesi derinden üzdüğünü ve sarstığını kaydederek, "Bu konserden elde edilen geliri Van'daki kardeşlerimize ve canlarımıza göndereceğiz" dedi.

Zeki Yeşilyurt, depremi yaşayan vatandaşların acılarına ortak olmak istediklerini ve onların acılarını hissettiklerini belirterek şunları söyledi:

"Bu zor günlerde toplumsal barışa, sükunete ve kardeşliğe daha fazla ihtiyaç duyulduğu çok hassas bir dönemden geçiyoruz. Sevgi en yüce değerimizdir. İnsanlar sevgiyi üretebilir ve paylaşabilirse, yeryüzünde hiçbir sorun kalmaz. İnsanlar kardeşçe bir arada yaşar, tıpkı Kardeş Türküler'in türkülerinde olduğu gibi."

İlk kez 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü bünyesinde hazırlanan bir konser çalışmasıyla başlayan ve daha sonra Kardeş Türküler ismi ile çeşitli zamanlarda ve değişik yerlerde konserler vermeye başlayan grup, New Jersey'deki konserlerinde, Arto Tunçboyacıyan ile birlikte Türkçe, Kürtçe, Ermenice, Lazca ve Arapça dillerinde çeşitli yörelerden türküleri seslendirdiler.

Konser herkes tarafından sevilerek dinlenilen ve beğenilen "Sarı Gelin" türküsü ile sona erdi.

Kardeş Türküler bu gece de Amerikan Türk Cemiyeti-ATS bünyesinde faaliyet gösteren Moon and Stars Project'in organizasyonuyla, New York'ta "Kaufman Center"da ud sanatçısı Ara Dinkjian ve yine Grammy ödüllü müzisyen Arto Tunçboyacıyan ile birlikte konser verecek. Konserin geliri yine Van depremzedelerine gönderilecek.

Güneşli günler göremeyen güzel çocuklar .

Çocuklarımızı öldürüyoruz. Koyun otlatırken bombalarla paramparça ediyoruz geleceklerini. Dershaneye giderken pusu kuruyoruz hayallerine. Otobüsteyken diri diri yakıyoruz yüzlerini, ellerini. Bir akşam vakti, sofrasından kalkıp kapıyı açtıklarında kurşun yağdırıyoruz minicik bedenlerine.

Çocukların öldüğü yerde hiç kimse masum değildir. Ve çocukların öldüğü yerde, çocuklar da sıraya girer öldürmek için.

Bir bebekten katil yarattık biz. Bir katili kahraman yaptık içimiz sızlamadan. Bir katilin beresini taktık gururla. Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadık hiç. Hrant, yırtık ayakkabısıyla yüzükoyun öylece yatarken biz, çocuklarımızı katil yapmaya ve katletmeye devam ettik. Suçumuz büyük, yükümüz ağır, vicdanımız yaralı.

Bir bebekten katil yaratan güzel ve yalnız ülkemde acıların değil çocukların büyümesi' adına Kardeş Türküler söz aldı. 6 yıllık aranın ardından, çocukların sesini duyurdukları Çocuk (H)aklı' albümünü görücüye çıkardılar. Hem de Arto Tunçboyacıyan' ile birlikte. >>

15.09.2011/ CNN TÜRK-video

 http://video.cnnturk.com/content/playermed/mplayer.v14.swf?config=http://video.cnnturk.com/2011/yasam/9/15/kardes-turkulerden-baris-mesaji.vast.xml?v=6&rl=1

 

15 Eylül 2011/AKTİF HABER


Kardeş Türküler müzik grubu Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde konser verdi.

Kardeş Türküler müzik grubu Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde konser verdi. Yaklaşık 5 bin kişinin izlediği "Yeni Bir Gün" adlı konserde Kardeş Türküler, sanatçı Sezen Aksu, Arto Tunçboyacıyan, Ara Dinkjian'ı ağırladı. Daha önce konserde Kardeş Türküler ile birlikte yer alacağı açıklanan şarkıcı Aynur'un sağlık sorunları nedeni ile konsere katılamadığı açıklandı.

Konser öncesi, Aynur'un Açıkhava'da ''Yarım kalan" konserini Kardeş Türküler ve Sezen Aksu ile 'tamamlayacağı' açıklanmıştı. Konserde grup Tükçe, Kürtçe başta olmak üzere birçok dilde şarkı seslendirdi. Okmeydanı Halkevi Çocuk Korosu da bazı şarkılarda Kardeş Türküler'e eşlik etti. Kardeş Türküler grubunun solistlerinden Feryal Öney, konserin ilk şarkısından sonra yaptığı konuşmada, "Şarkılarımızı bu gecede kimsenin başını eğmediği boynunu bükmediği bir barış için, kimsenin kimseyi alt etmediği eşitlik üzerine kurulu bir kardeşlik için ve sadece ovalarda değil, dağlarda da güvercinlerin uçacağı bir Türkiye için söylüyoruz." dedi.

 

14 Eylül 2011/ BİRGÜN NET

Sokağa barış gelmeden memlekete barış gelmeyecek

GÜLŞEN İŞERİ/BİRGÜN

Dil, inanç, kültür farkı gözetmeksizin türkülerini kardeşlik için söyleyen Kardeş Türküler bu yıl da geleneği bozmuyor ve her yıl olduğu gibi farklı dillerde söyleyeceği ezgilerle bir kez daha barışa çağrıda bulunacak. Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda bir birinden değerli konuklarla sahneyi paylaşacak olan grub bu yıl ilk kez Sezen Aksu'yla aynı sahnede olacak. Aksu, sahnede kendi şarkılarının yanı sıra Kardeş Türküler şarkılarını da yorumlayacak. Ayrıca Çocuk (H)aklı albümünün müzik direktörlüğünü yapan Arto Tunçboyacıyan ve usta müzisyen, besteci Ara Dinkjian'da Kardeş Türküler'le aynı sahneyi paylaşacak.>>


BİRGÜN NET/08 Mayıs 2011

Güneşli günler göremeyen güzel çocuklar .

Çocuklarımızı öldürüyoruz. Koyun otlatırken bombalarla paramparça ediyoruz geleceklerini. Dershaneye giderken pusu kuruyoruz hayallerine. Otobüsteyken diri diri yakıyoruz yüzlerini, ellerini. Bir akşam vakti, sofrasından kalkıp kapıyı açtıklarında kurşun yağdırıyoruz minicik bedenlerine.

Çocukların öldüğü yerde hiç kimse masum değildir. Ve çocukların öldüğü yerde, çocuklar da sıraya girer öldürmek için.

Bir bebekten katil yarattık biz. Bir katili kahraman yaptık içimiz sızlamadan. Bir katilin beresini taktık gururla. Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadık hiç. Hrant, yırtık ayakkabısıyla yüzükoyun öylece yatarken biz, çocuklarımızı katil yapmaya ve katletmeye devam ettik. Suçumuz büyük, yükümüz ağır, vicdanımız yaralı.

Bir bebekten katil yaratan güzel ve yalnız ülkemde acıların değil çocukların büyümesi' adına Kardeş Türküler söz aldı. 6 yıllık aranın ardından, çocukların sesini duyurdukları Çocuk (H)aklı' albümünü görücüye çıkardılar. Hem de Arto Tunçboyacıyan' ile birlikte. >>

 

Etkin Haber Ajansı / 08 Mayıs 2011

Çocukların yüreğinden: Çocuk (H)aklı

"Çok yaşayın emi çocuklar... Bizim gibi yaşamayın diyor" Kardeş Türküler ve Arto Tunçboyaçiyan. Kardeş Türküler en son 2005 yılında çıkardıkları "Bahar" albümünden sonra yeniden Çocuk (H)aklı ile sevenlerinin karşısına çıkıyor. Ağırlıklı kendi bestelerden oluşan albümde, ezilen, hayata yenik başlayan çocukların gözüyle dünyaya bakıyorlar. >>

RADİKAL /01.05.2011
Yaşasın çocukların kardeşliği!

Kardeş Türküler yeni albümünde gelenekle deneyselliği buluşturup, melezleşmeden yeni sıçramalar yaratıyor

ERAY AYTİMUR

MÜZİK
Kardeş Tüküler-Arto Tunçboyacıyan
Çocuk (H)aklı
Kalan Müzik
Notu: mükemmel

Aidiyet ve alt-üst kimlik tartışmalarından dertlenen ve beslenen bir ekip, Kardeş Türküler. Bütün dillere ve kültürelere dokunan müzikal formları bir araya getirerek, sadece etnisiteye değil; din, dil, ırk, cinsiyet, cinsel yönelim üstünden kurgulanmış her türlü ayrımcılığa karşı duruşun tercümanı oluyor 20 yıldır, hem duygusal hem de tarihsel anlamda. Nitekim eksenine çocuğu, çocukluğu, çocuk ruhunu, aklını ve hakkını koyduğu Çocuk(H)aklı' albümüyle de tanımlanmış-tanımlanmamış müzikal ve kültürel sorumluluğunu' yerine getiriyor.

Kafa güzelliği'
Tabii, ön kapakta Mr. Avantgarde Folk' olarak taltif edilen Arto Tunçboyacıyan'ın her dem çocuk mizacının da albümün ruhunda büyük etkisi olmalı. Bunu tam olarak nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum ancak söz, müzik, düzenleme ve yorumlardaki katkılarının dışında denizden babası çıksa' ses çıkarabilen Tunçboyacıyan'a has kafa güzelliği', Çocuk(H)aklı'ya sirayet edince, ortalıkta masum bir savrukluk ve karmaşa alıp yürümüş. Bu nedenle parçaların konu ve temaları gayet belli olduğu halde ipin ucu her an kaçabildiği için Türkçe parçalar bile aniden birbirine karışabiliyor. Ama işin özünde, Hrant Dink'i kaybedişimizin 40. gününde tanışan Kardeş Türküler ve Tunçboyacıyan'ın ortak toprak' kavramı her şeyin önüne geçiyor.
Albümün açılışını yapan Güneşim Rıza', Hohannes Tumanyan'ın Eski Dua' şiirinden Pakrat Estukyan'ın seslendirdiği bir bölümle başlıyor. Arkasından Vedat Yıldırım'ın Kurmanci olarak yazdığı 1-0', ve Birol Topaloğlu referansıyla albüme giren Türkçe-Lazca Oi Oi!' geliyor. Albümün hiç hafife alınmaması gerektiğini içinden ölüm, zulüm ve asimilasyon geçen Zazaca sözleriyle Derdo derdo' esasında net olarak anlatıyor. Kardeş Türküler'in ilk defa seslendirdiği Çeçence bir parça olan Daymohk' ise Çeçenlere atfedilen milliyetçi algının ötesinde kültürel bir sahiplenişi dile getirirken kentsel dönüşüm projesi nedeniyle Sulukule'den Karagümrük'e gönderilen Nazar'la anne-babasına su getirmek için dağa gidip bir daha geri dönmeyen Ermeni Haydo'nun öyküleri, dokunma mesafesindeki acılar olarak karşımıza çıkıyor. Geleneksel bir Arap parçası olan Yoyo' ise Filistin'den havalanıp Cizre semalarında dolanan güvercinin ağzında kendisine sahip çıkacak yeni çocuklar arıyor.

Belki karanlık bertaraf olur
Çocuk (H)aklı'da Türkçe, Kurmanci, Zazaca, Çeçence, Ermenice, Arapça olarak yazılmış 16 parça var. Çocuk aklı neye çalışırsa çalıssın ve Çocuk haklı' diyebilmek çoğu zaman ne kadar zor olursa olsun, Kardeş Türküler ile Arto Tunçboyacyan'ın gelenekle deneyselliği buluşturup melezleşmelerden sıçramalar yapan birlikteliğinin temsilinde, belki bir zaman sonra çocuktan katil yaratan karanlık bile bertaraf olacak. Albümün anafikrini kapmak için yeterli olduğunu düşündüğüm, müziği Ara Dinkjiyan'a ait My Dark Place'ten uyarlanmış Zamanın Bahçesinde' Fehmiye Çelik'in sözleriyle bunu sezeceksiniz zaten. Sayfalar sürer/Hayaller düşler/Bir heves, bir yürek yeter sana...

 

ÖZGÜR GÜNDEM /28.04.2011

'Çocuk (H)Aklı' diye haykırıyorlar >>

Evrim KEPENEK / İSTANBUL-DİHA

 

STAR/27.04.2011

İbo Şov'a çıkmayı kabul etmedik

Kardeş Türküler, Arto Tunçboyacıyan'ın müzik direktörlüğünde Çocuk (H)aklı adlı albümü çıkarttı. Yirmi yılı aşkındır bu topraklarda konuşulan farklı dillerde müzik yapan grup sanatla duruşun ayrılamayacağı fikrinde. Özellikle kadın elemanların kararıyla İbrahim Tatlıses'in programına katılmayı reddetmişler >>

AKŞAM /27.04.2011
Çocukların gözünden dünyayı anlatıyorlar

Kardeş Türküler, yeni albümleri 'Çocuk (H)aklı' ile hayranlarıyla buluştu

 

AKŞAM/24.04.2011

Kardeş Türküler çocukların öykülerini anlattı

Kardeş Türküler, Arto Tunçboyacıyan'la birlikte bir albüme imza attı. Albümün adı, 'Çocuk (H)Aklı'. Albümde, farklı kimliklere ve farklı kültürlere mensup çocukların hikayelerinden korkularına, ortak olduklarımız ve olamadıklarımız var.>>

ÖZGE Ç. DENİZCİ

BİANET/27.04.2011

KARDEŞ TÜRKÜLER İLE SÖYLEŞİ

"Hayata 1-0 Yenik Başlayan Çocuk (H)aklı"

Kardeş Türküler altı yılın ardından Arto Tunçboyacıyan ile hazırladıkları "Çocuk (h)aklı" albümünde bu sefer de çocukların sesine kulak veriyor. Ağırlıklı olarak bestelerin yer aldığı albümde dört farklı dilde "çocuklar" anlatılıyor. >>


HALKEVLERİ/25.04.2011

Türküler Çocuk (H)aklıyla buluştu

'Gökyüzünden bombalar değil, oyuncak yağsın' diyen çocukların şarkıları Ankara'da seslendirildi. Kardeş Türküler'in yeni albümü Çocuk (H)aklı, Halkevleri'nin bahar buluşmasında dinleyicilerine ulaştı >>


HABERCİNİZİ/22.04.2011

Diyarbakır'da Ermenice Hikaye Kitabı Bastırıldı

Diyarbakır Sur Belediyesi'nce basımı yapılan Türkçe-Ermenice masal kitabının tanıtımında "Kardeş Türküler Grubu" üyeleri mini bir konseri ile yapıldı. >>


BEYAZ GAZETE /25.04.2011

Kardeş Türküler Çocuklar İçin Söyledi

Kuruluşunun 15. yılını anonim ezgiler yerine özgün söz ve bestelerle çocuklar için hazırladıkları albümle kutlayan Kardeş Türküler, Çocuk (H)Aklı albümünün tanıtım konserinde Ankaralılarla buluştu. >>



ZAMAN /21.04.2011

Kardeş Türküler haklı, çocuklar da...

 

YUSUF BÜLBÜL

TODAYS ZAMAN /21.04.2011
Kardeş Türküler makes long awaited comeback with new album >>

 

SENDİKA.ORG /21.04.2011

Kardeş Türküler ve Arto Tunçboyacıyan'ın ortaklaşa ürettikleri yeni albümleri Çocuk (H)aklı dinleyicisiyle buluşuyor

Kardeş Türküler ve Arto Tunçboyacıyan'ın ortaklaşa ürettikleri yeni albümleri Çocuk (H)aklı, yapılan albüm tanıtım toplantısı ile dinleyicilerine sunuldu. Basın mensuplarına canlı performansla küçük bir dinletinin de yapıldığı toplantıda Kardeş Türküler'in solisti Feryal Öney konuşmaya yaptı. Öney, Albümde yaşadığımız toprakların çocuklarına dair şarkıların yorumlanması hem de çocukların önyargısız, naif, öğrenme ile kirlenmemiş bakış açısının sahiplenilmesi nedeniyle albüme Çocuk (H)aklı ismini verdik dedi.

Varlığı ile ötekini kabul eden, düşmanlıktan uzak, hem masum hem de dirençli olan çocuklar gibi başka seslere kulak veren Kardeş Türküler ekibi, büyüklerin düşüncelerine akıl sır erdirmemeye, gerçeği rüyalardaki gibi yorumlamaya, hayalleri kabul etmeye kararlı. Çocukların dogmalarla şişmemiş, temiz aklına sahip çıkan Kardeş Türküler bu toprakların huzuru için çocuk haklı diyor.

Albümün müzik direktörü Arto Tunçboyacıyan ise; insanların imgelemlerini harekete geçirmelerini hedefleyen şarkılar olduğunu, herkesin içindeki çocuksuluğu bu şarkılarla yakalayacağını belirtti. Tunçboyacıyan, kendisini Kardeş Türkülerin bir elemanı olarak gördüğünü, grupda ki insanlarda kendi içindeki temelleri bulduğunu ifade etti.

Kardeş Türkülerden Vedat Yıldırım, Arto Tunçboyacıyanla Hrant Dink'in ölümünün 40. gününde tanıştıklarını, ilerleyen zamanlarda birlikte çalışma kararı vererek yeni albümü ortaya çıkardıklarını söyledi. Arto Tunçboyacıyan'la çalışmanın katkılarını anlatan Yıldırım, Arto, yıllarını müziğe vermiş deneyimli bir müzisyen. Farklı tarzlarda müziklerle uğraşmış, farklı üsluplar denemiş, sayısız müzisyenle aynı sahneyi paylaşmış. Ayrıca Arto'nun fantastik bir dünyası var. Albümlerine baktığınız zaman müzikler farklı yere gidiyor. Ama o fantastik dünyada toprak dediğimiz bir gerçeklik var. Bütün bunlar, Kardeş Türküler'i Arto'ya yakınlaştıran unsurlar dedi.
Müzik serüvenine çıktığı günden bu yana coğrafyanın farklı dillerini ve müziklerini sunarak barış ve bir arada yaşam çağrısını yapan Kardeş Türküler kardeşlik dünyasının altını çizerken, bu kardeşliğe dair kendi yorumunu sunmayı hedefliyor.

Sendika.Org