Çocuklarımızı öldürüyoruz. Koyun otlatırken bombalarla paramparça ediyoruz geleceklerini. Dershaneye giderken pusu kuruyoruz hayallerine. Otobüsteyken diri diri yakıyoruz yüzlerini, ellerini. Bir akşam vakti, sofrasından kalkıp kapıyı açtıklarında kurşun yağdırıyoruz minicik bedenlerine.
Çocukların öldüğü yerde hiç kimse masum değildir. Ve çocukların öldüğü yerde, çocuklar da sıraya girer öldürmek için.
Bir bebekten katil yarattık biz. Bir katili kahraman yaptık içimiz sızlamadan. Bir katilin beresini taktık gururla. Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadık hiç. Hrant, yırtık ayakkabısıyla yüzükoyun öylece yatarken biz, çocuklarımızı katil yapmaya ve katletmeye devam ettik. Suçumuz büyük, yükümüz ağır, vicdanımız yaralı.
Bir bebekten katil yaratan güzel ve yalnız ülkemde ‘acıların değil çocukların büyümesi' adına Kardeş Türküler söz aldı. 6 yıllık aranın ardından, çocukların sesini duyurdukları ‘Çocuk (H)aklı' albümünü görücüye çıkardılar. Hem de ‘Arto Tunçboyacıyan' ile birlikte.
BU ALBÜMDE HERKES YOLCU
40 simsiyah günün sonrasında, Hrant Dink'i anma gecesinde, ‘Arto Tunçboyacıyan' gibi bir ustayla yan yana gelir Kardeş Türküler. Kıvılcımın çaktığı ilk an, ilk yer burası olur. Beraber Açıkhava'da konser verilir, Almanya'da Süryani ve Ermeni gençlerden müteşekkil bir koro ile atölye çalışmaları yapılır, şarkılar söylenir. Yeni bir albümün temelleri de atılmış olur, tüm bunlar yaşanırken.
Diğer yandan kimi grup üyeleri, 95 ila 2010 arasında hiç boş durmadı. Vedat Yıldırım ‘Bajar' projesiyle “Fırat suyunu Marmara'ya karıştırdı”. Feryal Öney 2. solo albümü ‘Bulutlar Geçer'i yayınladı. Fehmiye Çelik ve Ayhan Akkaya ikilsinin önayak olduğu ‘Gayda İstanbul' da buram buram Balkanlar kokan ilk göz ağrılarını hediye etti.
Tunçboyacıyan ‘İşlevim yön göstermek değil' diye açıklıyor Çocuk (H)aklı'daki varlığını. Albümü dinleyince daha iyi anlaşılıyor üstadın ne söylemek istediği. Kimse kimseye ‘yol' göstermemiş. Çünkü bu albümde herkes yolcu. Çünkü bu albümün bizatihi kendisi yol.
“Her çocuk biraz eşkıya, biraz umuttur yakından baktığında” diyen ‘Pakrat Estukyan'ın sesiyle açılıyor albüm. İlk 30 saniyesiyle bizi bambaşka dünyalara götüren ‘1-0'da, Hekîm'in hikâyesi anlatılıyor. Doğu'dan İstanbul'a göç eyleyen, midye satan, pilav arabasını zabıtadan kaçıran, polisten korkan Hekîm umutlu ve inatçı. İnanıyor yediği golden fazlasını atacağına. Ve inanıyor Tarlabaşı'nda, köhne bir apartmanın merdiven altında midye hazırlayan anaların gün yüzü göreceğine.
İLK ÇEÇENCE ŞARKI
Nükleer karşıtlarının dikkate alınmadığı şu günlerde Aydan Saraç'ın söylediği ‘Oi Oi!' horonu belki kulağımıza küpe olur: ‘Dinle dere sesini / Sanki bir şey der gibi / Akardı gürül gürül / Şimdi oldi çöl gibi'. Arto Tunçboyacıyan imzalı ‘Yolculuk'tan sonra ‘Sevdayla Uslandı Gönlüm'ü söylüyor Feryal Öney. Çocuk (H)aklı'nın diğer Kardeş Türküler albümlerinden farkı ortaya çıkıyor yavaş yavaş. Eski şeyleri çok güzel söylemek yerine; yeni şeyleri, kendi bestelerini söylemek... Bu şarkı güzel bir örneği.
Barış Güney'i yakından tanıyanların muhakkak dikkatini çekecektir ‘Derdo Derdo'. Sözlerini Ozan Rençber'in yazdığı, düzenlemesini Güney'in yaptığı, ‘Selda Öztürk'ün de ne güzel yorumladığı eser, benim başucumdan esirgemediğim ilk şarkı. ‘Damohk' ile Kardeş Türküler'in ilk kez Çeçence bir şarkı söylediğine tanık oluyoruz. Dahası anavatanlarından koparılan, asimile edilen halkların gözyaşlarını görüyoruz. Geçmişin örtüsünü kaldırmalıyız hakikatlerin üstünden.
Kocani Orkestar'ın enerjisi yetmiyor ‘Nazar'da bizi neşelendirmeye. Nasıl yetsin ki! Nazar, ‘Kentsel Dönüşüm' sebebiyle Karagümrük'e gönderilen, ninesiyle yaşayan, annesi Kürt, babası Roman henüz 6 yaşında bir çocuk. Nazar'ın masum sesi kaybolup gidiyor hayat gailesinin arasında.
Güvercinler ‘Yoyo' bıraksın Filistin semalarından yerdeki çocuklara. Yoyo, bir oyuncak. Bir topaç. Lakin bu coğrafya kanlı. Bu coğrafyada çocuklar oyuncakla değil misket bombalarıyla oynar. Bu coğrafyada çocuklar taş atar, hapse düşer. Bu coğrafyada bir anne, kızının kemiklerini toplar eteğinde.
NEŞEDE BİLE ACININ İZLERİ
Müziği Ara Dinkjian'a ait ‘Zamanın Bahçesinde' usul usul demlendiriyor Vedat Yıldırım. ‘Güldaniyem'de iç geçiriyor Fehmiye Çelik. Annesine, babasına soğuk su getirmek için dağa çıkan, pınarın başındayken vurulan küçük bir Ermeni çocuğu ‘Haydo' ile yüreklerimizi dağlıyor Arto Tunçboyacıyan. Çocuklar ölür dağda, evde, sokakta. 1 dakika süren ‘Öcü'yü dinliyoruz hemen arkasından. ‘Zêrê Zer', yani ‘Sarı Zêrê'de halaya duruyoruz Kurmancî sözler eşliğinde. Halaya dururken dâhi ‘gönül yarası dinmez' diyoruz. Neşemizde bile acının izleri var. Sondan bir önceki ‘Kofi İlahi'sinde, Ezidiler'in ritüellerine ortak olma çabasındayız. Kapanışı ise ‘Herkes Kendi Gördüğüne Doğru Der Ya' eseriyle yapıyoruz.
Bizim çocuklarımız, güzel günler göremedi. Yaşları büyütülüp asıldı. Bizim çocuklarımız, motorları maviliklere süremedi. Öz babaları tarafından tecavüze uğradı. Bizim çocuklarımız, peri masalı dinleyemedi geceleri; ışıklı caddelerden geçemedi gündüzleri. 7 yaşında çöp toplamaya başladılar, 8'inde tinere bulaştılar, birkaç ay sonra da hırsızlık yaptılar. Bizim çocuklarımız, haftada bir kez et yedi. Bizim çocuklarımız, işten eve sapsarı iskelet gibi geldi. Bizim çocuklarımız, çocuk olamadı hiçbir zaman.
CEMİL KOZ
|