<<diğer haberler

 

SABAH/23.04.2011

Dünyaya çocuk aklı egemen olsun istiyoruz...

Kardeş Türküler ve Arto Tunçboyacıyan birlikte yaptıkları Çocuk (H)aklı albümüne, çocukların korkusuzluğunu, isyanını, merakını, fütursuzluğunu, yani çocuk aklını ve çocuk haklılığını sığdırmış

"Çocuk soru sorandır. Her kavganın ardından barışmasını bilendir çocuk. Çocuk hesapsızca davranan, korkusuzca konuşandır. İsyan edendir. 'Kral çıplak' diyendir. Görmezden gelineni gören, bilinmeyeni merak edendir. Koşan, oynayan, bağıran, fütursuzca gülen, yürekten ağlayandır.
Şarkı söyleyip dans eden, şehirler kurup şehirler yıkandır çocuk. En sessiz damlara bir kuş cıvıltısı, en karanlık odalara kırların ışıltısını getirendir." Kardeş Türküler, altı yıl sonra ünlü müzisyen Arto Tunçboyacıyan'la birlikte yaptıkları Çocuk (H)aklı albümünü böyle sunuyor.
Hrant Dink'in ölümünün 40. gününde tanışan grup ve Tunçboyacıyan, uzun süren iletişimlerinin bir albümle sonuçlanacağını baştan beri bildiklerini söylüyor ve albümün çocuk yanına Tunçboyacıyan'ın çocuk dünyasının büyük katkısı olduğunu anlatıyor. Albümün adı, hem albümün tamamına sinen çocuk ruhundan hem de çocuk aklının ve haklılığının tüm dünyaya egemen olma hayalinden. Albümde kimi hayali kimi gerçek çocuk hikayeleri, çocukluk durumları var. Albümün ilk şarkısı olan Güneşim Rıza , Hohannes Tumanyan'ın Eski Dua şiirinden Pakrat Estukyan'ın seslendirdiği bir bölümle başlıyor: "Çok yaşayın çocuklar/ Ama yaşamayın bizim gibi/ Siz, çok yaşayın çocuklar..." Albümün diğer şarkıları ise 1-0, Yoyo, Nazar, Haydo .
Çocuk (H)aklı için Kardeş Türküler'den Feryal Öney, Vedat Yıldırım ve Arto Tunçboyacıyan'la bir araya geldik. Hemen hatırlatalım: Grubun ilk konseri bugün Diyarbakır'da, yarın Ankara'da, 26 Nisan'da ise İstanbul'da olacak.
- Niye çocukları dinlemek gerektiğine inanıyorsunuz?
- Feryal Öney:
Bu albümde altını çizdik ama Kardeş Türküler'in 20 yılına ve Arto Tunçboyacıyan'ın geçmişine baktığınızda hep bir çocuk afacanlığı, çocuk inatçılığı vardı.
Çocukların inatçı sorularını kendimize örnek aldık. Albümde aralarında çocukların farklı çocukluk durumlarını, hikayelerini de anlatan şarkılar var.
Fakat albümdeki genel yaklaşımımız dramaturjik.
- Arto Tunçboyacıyan: Altı yaşında ilkokula gittiğim Ermeni okulunda, Türk tarihini öğrenmek mecburiyetindeydik.
Ermeni tarihi okumuyorduk. Ve o Türk tarihinde biz Ermenilerin ne kadar kötü ve düşman olduğu anlatılıyordu.
O altı yaşındaki çocuk kaldı içimde, büyümedi.
Çocukluk en saf, en temiz ve en dürüst reaksiyon verilen bir insanlık anı.
- Vedat Yıldırım: Bu memlekette bize birçok şey yanlış öğretiliyor. Peki barışı nasıl kuracağız? O yanlış öğretilere vurgu yapmak gerekiyor. Yani kin duymaktan çok, bu nasıl değiştirilir diye bakılırsa, dönüştürme gücüne de sahip olunur.
- Eskiden Türkiye'nin kültürel zenginliklerini yansıtıyordunuz. Bu albümde sosyal meseleler, dramlar anlatılıyor. Niye bunu tercih ettiniz?
- A. T:
25 sene önce bu memlekette bastırılmış şeylerin, bastırılmış kültürlerin ortaya çıkmasına ihtiyaç vardı. Bence Kardeş Türküler'in en büyük başarısı burada.
Ama 20 sene sonra bunlar artık öğrenildi. Şimdi Kürdü, Süryaniyi bilmeyen kalmadı. Bundan sonra Kardeş Türküler'in taze kalması için hayata olan tepkilerini ve insanlık için hayallerini göstermeleri gerekiyordu. Kardeş Türküler'in türküleri, artık sadece Türkiye'deki kardeşliğin türküleri değil, tüm dünyadaki insanlığın türküleri olacak.
- F. Ö: Aslında Bahar , o adımı attığımız bir albümdü. Munzur barajına, kadınlara dair şarkılarımız vardı. 2005'ten itibaren konserlerde bu yola girmiştik. Ama yine de geleneksel müziklere yaslanıyorduk.

Kardeşlikte ve toprakta birleştik
- Grupla Tunçboyacıyan'ın ortaklaştığı bir kavram olduğunu söylüyorsunuz 'toprak' kavramının.
- A. T:
Önemli olan birbirimizi birleştiren temel bir şey olmasıydı. Zaten hiç tanışmadan yüzde 50 ortaklık vardı aramızda. Birbirimizi tanıdıkça o yakınlık yüzde 99'a ulaştı. Demek ki insanı, insan olarak birleştiren bir şeyler var. Ama bu birleşim, birileri için problem. Kırmaya çalıştığımız şey de bu.
- V. Y: Ne yaparsak yapalım, toprak dediğimiz geleneksel müziklerimizi bir yere koymaya çalışıyoruz. Arto'nun yaptığı popüler müzikte o gelenekselliği hep görürsünüz. Sezen Aksu müziklerinde Ermeni müziğinin, Rum müziğinin, alaturkanın etkilerini görürsünüz.
Zaten o yüzden güçlü.
Bizde de o noktada inatçılık var. Hem gelenekselliğe yaslanmak hem de yeniden üretmek istiyoruz.
- A. T: İnsanların beraber, huzurlu yaşaması için bir şeylerden fedakarlık yapması lazım. Ama burada öyle bir mantalite var ki, hiçbir fedakarlık yapmadan, 'Bizim istediğimiz gibi yaşayacaksınız,' deniyor. Ondan sonra çocuklardan nasıl sanat bekliyorsun ki?
Gerçek ve hayali çocukluk hikayeleri
- Çocukluk durumlarını anlatan şarkılar var albümde...
- F. Ö:
Albümde Güneşim Rıza ve 1-0 şarkıları var. Hayata 1-0 yenik başlayan Kürt bir çocuğunu anlatıyoruz. İstanbul'a 80'li, 90'lı yıllarda Kürt köylerinden çok fazla göç oldu. İnsanlar gelip burada hayata tutunmaya çalıştı. İstanbul'a bebekken gelen o çocuklar çeşitli işler denedi.
Şarkıdaki Hekim, hayali bir çocuk ama bir yandan da buraya gelen tüm Kürt çocuklarını temsil ediyor. Nazar da kentsel dönüşüm projesi nedeniyle Sulukule'den Karagümrük'e gönderilen bir kız çocuğu. Onun hikayesi gerçek; Nazar diye bir kız var yani.
- A. T: Haydo ise bir Ermeni çocuk. Annesine ve babasına su getirmek için dağa gidiyor.
Geri dönmüyor, cesedi kanlar içinde bulunuyor. Bu, büyüklerimden duyduğum bir hikayeydi. Babam Sivaslı bir Ermeniydi. Garip bir korku vardı evlerimizde; çocukların yanında fazla konuşmazdı büyükler. ABD'de bile annem, Türkiye'den bahsedildiğinde camı kapardı.
Derdim, insanlara soru sordurtmak. Hrant'ı vuran da çocuk ama o kendisini çocuk olarak değil, kahraman olarak görüyor.
- V. Y: Yoyo, topaca benzeyen bir oyuncak. Orijinali Arapça olan Yoyo şarkısına Kürtçe bölümler yazdık. Çifte standardı, hakkaniyetsizliği göstermek istedik.

Albümde ilk defa bir Çeçen şarkısı var
- İlk defa bir Çeçen şarkısı söylüyorsunuz albümde.
- Vedat Yıldırım:
Belli kültürler sanki belli kamplara aitmiş ya da belli insanlar tarafından seslendirilirmiş gibi düşünülüyor. Çeçenlere bakarken, kendi menfaat dünyamızdan onlara sahip çıkıyoruz. Biz bu şarkıyla, bunu ters yüz etmek istedik. Çeçen kültürünün sadece milliyetçi ya da muhafazakar yönüyle vurgulanmasının da sorunlu olduğunu düşünüyoruz. Orada bir halk var ve onlar çok ciddi bir kültüre sahip. Çeçenlere dair, bize öğretilenin dışında bir şey yapmak istedik.