DİCLE MÜFTÜOĞLU- Kardeş Türküler, müzisyen Arto Tunçboyaçiyan ile birlikte yeni bir albüme imza attı. Dünyaya bir kez de çocukların dilinden, yaşadıklarından bakmamız için... Albümde ezilen, hayatta kimlikleri, inançları, cinsleri, doğdukları topraklar yüzünden yenik başlayan çocukların hikayesi anlatılıyor.
2005 yılında en son albümleri olan Bahar'dan sonra Gayda İstanbul ve Bajar gibi projeler yapan grup bu sürede kendi alanlarında uzmanlaştıklarını söylüyorlar. Bu projelerle yol kat eden grup bu sayede Kardeş Türküler'i beslediklerini söylüyorlar.
Ağırlıklı kendi bestelerden oluşan albüm fikrinin bu süreçte oluşmaya çalıştığını belirten Kardeş Türküler, kendileri şehre, memlekete, ülke sorunlarına dair sözlerini söylemek gibi dertlerinin olduğunu belirtiyorlar.
23 Nisan'da ilk kez dinleyicilerini karşısına çıkan grup, büyük bir enerji aldıklarını, tepkilerin çok iyi olduklarını belirtti.
FERYAL ÖNEY: TESADÜF OLMADI
Biz de "Çocuk (H)aklı" projesini konuşmak için Kardeş Türküler'den Feryal Öney ve Ayhan Akkaya ile biraraya geldik.
Albüme bir tema üzerinden başlamadıklarını, zamanla oluşan tablonun onları bu albümü getirdiğini belirten Feryal Öney çocuk temasının nasıl oluştuğunu şöyle anlattı: "Albümün sonlarına yaklaştığımızda fark ettik ki çocuk temalı şarkılarımız var. Bu çok tesadüfi de olmadı. Bizim geçen yıl mahalle atölyelerimizde de parçalar çıkmıştı. Karagümrük'te Ayhan ve Fehmiye'nin ve BGST'den tiyatro yapan arkadaşlamızın da katıldığı bir çalışma yapılmıştı. Nazar kız diye bir roman kızını anlatan. Sonra Arto bir beste getirdi Vedat ona Kürtçe sözler yazdı. Hekimo diye bir kürt çocuğunun hayata tutunmaya çalışan bir kürt çocuğunun hikayesi çıktı. Arto'nun Hayto diye bir bestesi var Ermeni çocuğunu anlatan daha doğrusu sadece 'Ermeni demek yanlış olabilir diyor' Arto. Doğu coğrafyasında yaşayan bir çocuğun su getirmik için dağlara gidişi ve orada ölüşü, öldürülüşü. annesi ve babası da ardından gidişi ve geri dönmeyişleri. Ceylan'ın hikayesine çok benzeyen bir hikaye."
FİLİSTİNLİ VE DİYARBAKIRLI ÇOCUKLARIN BENZERLİĞİ
"Yoyo" isminde bir Arapça ve Kürtçe sözleri olan parça hakkıda bilgi veren Öney, "Biraz Filistin'deki taş atan çocuklarla bizim memlekette taş atan çocukların arasında fark görülmesi sebebiyle yapılan bir parça. Aslında bizler tarafından değil, hepsinin hikayesi aynı. Orada bir isyankarlık var kendilerine yapılan zulümlere bir başkaldırı var. Ama Filistin'deki çocuklar kahraman ilan edilirken buradaki çocukların terörist ilan edilmesi bu dengesizliği biraz anlatan hesinin kardeş olduğunu, hepsinin barışı anlatan bir dertlerinin olduğunu anlatan bir şarkı" diyor.
Albümün tamamı çocuk şarkılarıdan oluşmuyor ama çocukların dilinden anlatıldığı parçaların yoğunlukta olduğunu görmek mümkün.
Feryal Öney, projeyi isimlendirme faslını şu şekilde anlattı: "Çocukların bu coğrafyada, memlekette, Ortadoğu'ya kadar da uzanıyor Balkanalara da uzanıyor. Bu coğrafyalarda yaşayan insanların savaştan, adaletsizlikten, eşitsizlikten çektiklerini anlatan ve buraya karşı duruşlarını, yaşama tutunuşlarını mücadelerini anlatan bir tema çıktı ortaya o yüzden Çocuk haklı diyelim dedik."
Ayhan Akkaya ise "Çocuk (H)aklı" projesini şu sözlerle anlattı: "Baştan böyle bir konsept ile albüm yapsak daha farklı şeyler olurdu ama süreç böyle gelişti. Kardeş Türküler olarak'90'lı yıllardan biraz daha farklı durumdayız. Biraz daha çok kültürlük nasıl yaşanacak, bunu nasıl göreceğiz sokaklarda kendi yaşamızda, okullarda. Böyle dertlerimiz var yaşamımızda her bir kültürün kendini eşit bir şekilde ifade edebilmesini istiyoruz ama sadece tek sorunumuz bu da değil sonuçta yoksulluğa da karşıyız savaşa da karıyız. Bir şekilde insanların kendilerini demokratik şekilde ifade etmesine katkı sağlamak istiyoruz."
ATÖLYELERDEN ÇIKAN ŞARKILAR
Bu anlamda da biraz hikayelerin ön plana çıktığını bunların hayatın içinden hikayeler olduğunu belirten Akkaya, "Bu albümde çocuk temalı hikayeler yanyana durmaya başladı. Arto'nun önerdiği bizim önerdiğimiz şarkılarda da bu vardı. Geçen yıl mahallelerde bir takım atölyeler yapmıştık. Bağcılarda, Gülensu'da Karagümrük'te. Bunlardan Karagümrük'te yaptığımız atölye çocuklar arasında yaptığımız hikayeydi. Evleri yıkılmış aileleri dağılmış ama bir yandanda darbuka çalmaya devam eden çocuklar var. Zor bir hayat ama onların neşesi hiç birimizde yok şu anda. Onlarla yaptığımız atölyede onalarla beraber bir şarkı çıkardık. Oradan küçük bir kız çocuğunu hikayesi ama ortak bir hikaye. Hekimo'da bir numaralı parçamız hayata tutunmaya çalışan ama kimliği nedeniyle geldiği yer itibari ile hayata dezavantajlarla çıkan bir çocuk. Biz 1-0 diyerek ama bu bazın artabiliyor biliyorsunuz" dedi.
ÇOCUKLAR DAHA NAİF BAKIYOR DÜNYAYA
Çocuk hikayelerini içeren yada çocuk naifliğini albümün bütününe yaymaya çalışan bir çalışma olduğunu belirten Akkaya, "Çocuklar bir şekilde daha doğrudan, naif ve saf söylerler gerçeği. Bu Hrant Dink öldürüldükten sonra Rakel'in yaptığı konuşma ile böyle bir soru sorulmaya başladı. Çocuklar nasıl oluyor da büyüyüp katil oluyor? Biz nasıl çocuklardan katil yapabiliyoruz? Bizim temamız biraz bu. Bütün bunlar birleştiği zaman 'neden Çocuk (H)aklı demiyelim' dedik."
TUNÇBOYAÇİYAN İLE YOLLARIN KESİŞMESİ
Albümün müzik direktörlüğünü Arto Tunçboyaçiyan yaptı. Kardeş Türküler'in yolu Arto Tunçboyaçiyan yolu, Hrant Dink anma etkinliğinde kesişiyor.
Onno Tunç'un kardeşi olan ve uzun bir müzik geçmişi olan Tunçboyaçıyan ile çalışmalarını Akkaya şu şekilde anlattı: "Arto bizden büyükçe birisi, bizim yaşımız kadar bir müzik geçmişi var. 11 yaşında başlamış müzik yapmaya. Onun anında yetişmiş Tükiye'deki pop müzik ortamında çok çalışmanın mutfak aşamasında, sahnesinde yer almış '70'li yıları yaşamış. Amerikaya yerleşip birçok isimle müzik yapmış Ermenistan'da bir grup kurup dünyayı dolaşmış çok deneyimli birisi. O da uzaktan Kardeş Türküleri takip ediyor, beğeniyormuş aslen perksiyon çalan birisi, vokal de yapıyor. Bunlar tarz olarak bizden çok uzak değil onun deneyimleri ile Kardeş Türküler'in Türkiye'de durduğu yer bir araya gelmiş oldu. Bence Arto içinde KT içine çok olumlu bir çalışma oldu.
Özellikle bizim içinde çok gelitirici bir çalışma oldu. Sütüdyoda, provalarda, konserde, bir şarkının mutfağında olsun bizim de oluşturduğumuz bazı şeyeler anlayışlar vardı o süreçte ondan çok iyi şeyer öğrendik. Ve bu ortak çalışma ve ilk çalışma."
Konserlerde Tunçboyaçiyan'ın seyirci ile interaktif ilişki kurduğunu ve doğaçlama yaptığını belirten Akkaya, seyircinin tepkisinin çok olumlu olduğunun altını çiziyor. Feryal Öney ise, "Arto aslında politik bir çevreye girmiş oldu. Hem ona hem de syirciye büyük bir kazanımdır. 'Seyirci ile daha nasıl iyi irtibat kurulabilir?' bunu gösteren çok önemli bir şey. Seyerciyi de katıyor, doğaçlama yaptırıyor. Türkiye'de tek düze giden konser anlayışını değiştirmeye çalışıyor, o yönümüzü kışkırtmaya çalışıyor" diyor.
23 NİSAN, DİYARBAKIR
Albümün ilk konseri, 23 Nisan'da Diyarbakır'da yapıldı. "Neden Diyarbakır, neden 23 Nisan?" Ayhan Akkaya, şöyle yanıtlıyor: "Bizim için tesadüfi oldu, ama anlamlı bir yer ve tarih. Diyarbakır bizim konserlerimizin hep güzel ve zevkli geçtiği bir yerdir zaten. Türkiye'de yaşanan sorunların merkezinde duran bir kent. Albümün adı Çocuk Haklı olunca orayı seçtik. 23 Nisan tarihi de biraz denk düştü. Konsepte denk düştü.
Biz tam gidecekken YSK kararları açıklandı. Aslında gerilimlerden dolayı konser neredeyse iptal edilecekti ama yine de o karardan dönülmüş olması, bizim o konseri oraya taşıyabilmemiz iyi oldu. Diyarbakır'da tam da orada bir çocuk öldü."
ÇOCUKLAR İÇİN PROJELER
Feryal Öney, çocukar için başka projelerini olup olmadığına şu yanıtı veriyor: "Çocukların açtığı bir konser çalışması olabilir çocukaların dilinden dinleyip sonra biz büyükler sahne alabiliriz. Çocukları ziyaret edip birlikte konser verebiliriz, onların seslerini daha gür çıkartmak için. Bu tür şeyler yazın planlanıp 1 Eylül ile birlikte adım atılabilinir."
Akkaya ise daha önceden böyle projelere imza atıklarını şimdide bunun devamını getirmenin önemli olduğuna dikkat çekti. Akkaya, "Tek başına bir araya gelip gösteri yapmak şeklinde de algılanmalalı. 1-0 yenik başlıyor dediğimi şeyde hayata sadece yoksul başlıyor diye birşey yok. Çoçuklar hapisteler yararlanamıyorlar bezı şeylerden bunun altını beraber doldurmak gerekiyor" diye ekledi.
PEKİ YA SİZ NASIL ÇOCUKLARDINIZ?
Çocukların yaralarını, acılarını, sevinçlerini bu kadar içlerinde hisseden grup üyeleri kendi çocukluklarını da anlattı. Grubun solisti Vedat Yıldırım ile Arto Tunçboyaçiyan'ın söyleşiye katılamaması bu sorunun eksik kalmasını neden olsa daı Feryal Öney "onlar adına" konuştu. "Hepimizin çocukluğu normal yaşantılar görülür ama bir bastırılmışlık var. Doğduğunuz kimlikten olamasa bile yaşadığınız yerden, coğrafyadan geliyor ve 1-0, 2-0, 3-0 hikayesi biraz da oradan geliyor. Arto olsa 'Vedat ile beni karşılaştırsanız o Kürt olduğu için ezildiyse ben hem Ermeni hem de Hristiyan olduğum için ezildim.' der."
Bir Türkmen çocuk olarak dünyaya gelen Feryal Öney, farklı kimliklerle kıyaslandığında rahat bir çocukluk yaşamış. Ama Öney mahallelerinde hiç Kürt ve Ermeni olmayışını, bu şekilde büyümesini bir eksiklik olarak tanımlıyor ve bunun kendisini tek düze bir insan olarak büyümesinin sağladığını belirtiyor.
EKSİK BÜYÜDÜK
Öney şu şekilde devam ediyor: Cumhuruyetin ilk yıllarında ve Osmanlı'nın son dönemlerinde yaşanan tehcirler, mübadeleler, varlık vergisi, dersim olayarı var. Bunlar Türkleri etkilemedi mi? Evet biz Türkler de renksiz büyüdük, Kürtçe şarkı dinlemeden, Ermenice bir kelime bile duymadan büyüdük. Hristiyan arkadaşımız olmadan büyüdük ancak bizim iki kuşak öncemiz öyle anılara sahip benim öyle anılarım yok. Bu da bizim bir sürü yanımızın eksik olmasına vesile oldu. Eksik büyüdük. Biz Kardeş Türküler ile bu yönümüzü büyütmeye çalıştık. BÜ'de zenginleştiğimizi gördük. Yoksa mutlu bir aile içinde büyüdüm. Zenginliklerden mahrum edilmiş olarak büyüdüm ve buna ben sebep olmadım. Yönetenler sebep oldu, bunu aşmaya çalışıyoruz ileride bir arada, renkli bir hayat nasıl kurabiliriz. Bemin derdimde bu bundan sonra."
HERKES BİRAZ ERMENİ, KÜRT...
Ayhan Akkaya ise, "Karma bir ülke, çok kültürlü bir toprakta yaşadığımız için Çerkesler bir takım haklarını kaybettikleri zaman bir Türkleri de etkiliyor aynı zamanda o bir sıfır ortak. Kim ne kadar Türk ki? Bizim bir bakkal vardı ve Dersimliydi. Dedemlerin komşusu Ermeniy de biz onlarla beraber büyüdük onların bir takım özelliklerini kafamada ayrıştıramıyorum. Aslında herkes bir yere kadar Ermeni, bir yere kadar Türk, bir yere kadar Türk tabi farkılıkları da bilerek ve koruyarak bir arada durmak gerekir o kimlikleri de biraz zarar gördüğü zaman o kimliğin bütünü etkileniyor. Travmatik bir durum" diyor.
|