<<diğer haberler

ÖZGÜR GÜNDEM/ 28.04.2011

'Çocuk (H)Aklı' diye haykırıyorlar

Evrim KEPENEK / İSTANBUL-DİHA

Kardeş Türküler'in yeni albümü Çocuk (H)Aklı dinleyicileriyle buluştu. Albümün müzik direktörü Arto Tunçboyacıyan, çocuk aklını anarken "İnsanların imgelemlerini harekete geçirmelerini hedefliyor şarkılar" dedi. Grubun solistlerinden Feryal Öney ise "Bu toprakların huzuru için çocuklar haklı" dediklerini söyledi.

Şarkılar içimizdeki çocuğa sesleniyor

Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu (BGST) Kardeş Türküler, uzun bir aradan sonra nihayet yeni albümleri Çocuk (H)Aklı ile dinleyicilerinin karşısına çıktı. Müzik direktörlüğünü Arto Tunçboyacıyan'ın yaptığı albüm Kalan Müzik etiketi ile raflardaki yerini alırken, albümde Kardeş Türküler'in önceki çalışmalarından farklı olarak beste ağırlıklı şarkılara yer veriliyor. Çocukların hikayelerinin yer aldığı 4 şarkı ile birlikte 16 şarkının bulunduğu albümde, birçok şarkıya Vedat Yıldırım'ın yazdığı Kürtçe sözler damgasını vururken, müzisyen Arto Tunçboyacıyan'ın bestelerine tanık olmak mümkün. Grup, daha önce dinlediğimiz Kürtçe, Lazca, Ermenice şarkıların yanında ilk kez seslendirdiği Çeçence şarkı ile de dinleyicinin gönlünü fethedeceğe benziyor. Grubun son albümünü, Çocuk (H)Aklı'nı Kardeş Türküler'den Vedat Yıldırım, Feryal Öney ve "Kardeş Türküler ailesinin parçasıyım" diyen Arto Tunçboyacıyan anlattı.

Arto Tunçboyacıyan ve Kardeş Türküler nasıl bir araya geldi?

V.Y: Arto'yu son 10-15 yıldır yakından takip ediyorduk. Çalışmalarını izliyorduk. Ama birbirimizi asıl keşfetme sürecimiz Kars Film Festivali'nde ve daha sonra 2009'da İstanbul Arena'da başladı. Çünkü ilk kez sahneyi orada paylaştık. Arkasından gelen sohbetler, hayata bakış açımız, müzikle olan ilişkimiz bizi bu projeye itti.

A.T: Dünyada ne kadar engeller olsa da denge bir şekilde kendisini buluyor ve yakın insanlar bir şekilde bir araya geliyor. 2009'da Arena'da birlikte çalınca ben de kendimi artık Kardeş Türküler ailesinin içinde hissettim. Kendi tecrübelerimle, hayat görüşümle onların sahnelerine katkıda bulunmak istedim. Onların müziklerini dinlediğimde çok keyif alıyordum ama önemli olan CD'de nasıl olacağımızdı. Çünkü sahnede ortak bir performans sergilemek farklı bir şeydir, CD'de müzik yapmak farklı bir şeydir.

Albümün ismine Çocuk (H)Aklı demek nerden aklınıza geldi?

F.Ö: Albümde hem bulunduğumuz toprakların çocuklarına dair şarkıların yorumlanması hem de çocukların önyargısız, naif, öğrenme ile kirlenmemiş bakış açısının sahiplenilmesi nedeniyle albüme Çocuk (H)Aklı ismini verdik. Düşmanlıklardan ırak, sadece varlığı ile ötekini kabul eden, hem masum hem de dirençli olan çocuklar gibi şarkılarına, başka seslere kulak veren Kardeş Türküler, "büyüklerin" düşüncelerine akıl sır erdirmemeye, gerçeği rüyalardaki gibi yorumlamaya, hayalleri kabul etmeye ve onları gerçek kılmaya kararlı. Çocukların dogmalarla şişmemiş, yalın aklına sahip çıkarak, bu toprakların huzuru için çocuklar haklı dedik.

Albümün hedefi nedir?

F.Ö: Kimlikler, Türkiye için '90'lı yıllardan bu yana üzerinde çokça konuşulmuş ve önemli mesafeler alınıp ilerlemeler kaydedilmiş bir konu. Bugünkü meseleyi tek başına "Bu kültürlerin, kimliklerin renklerini temsil edecek miyiz?" meselesi değil de; artık bu kültürleri "gündelik hayatımızda birer alt kültür haline getirmeden nasıl yaşatacağız?", "Farklı kültürler birlikte nasıl var olacak?", "Ötekinin ötekisini yaratmadan, kültürel hiyerarşiler oluşturmadan nasıl yan yana duracağız?" sorularıyla ele alıyoruz. "Müzikal renklilikle, kültürel renklilikle nasıl ilişkileneceğiz? Güncel meselelere dair bu diller, bu inançlar, bu makamlar içinden nasıl tepki üreteceğiz?" gibi soruların yanıtlarını yeni albümde vermeyi hedefledik.

Bu albümde daha önce yer verdiklerinizin dışında farklı bir etnik grubun şarkısına da yer verdiniz mi?

V.Y: İlk kez Çeçence bir şarkıya yer verdik. Ayrıca æzîdîlerin sayısı da oldukça azaldı. Üzerimizde bir sorumluluk hissettik. æzîdî ilahisi koyduk albüme. Yaşar Kemal'in æzîdîleri hatırlatan sözlerini de ekledik. Bu artık bizim boynumuzun borcuydu.

Başlangıcından günümüze Kardeş Türküler'in öyküsü biraz da Türkiye'nin politik gelişmeleri ile paralellik gösterir. Bu eksende gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

F.Ö: 90'ların başında kimlikler vardı sadece. Türkiye; sadece Türklerden Sünnilerden oluşmaz bu memlekete. Çok sayıda kültür, kimlik var ve bunları özgür bırakmak lazım. Biz o dönemler ifade ve inanç özgürlüğü sağlanması adına yola çıktık. Artık Kürtler vardır, Ermeniler vardır, telaffuz edilmeye başlandı. 2000'lerle beraber bu insanlar farklı kimlikler nasıl yaşarlar? Dahası biz yan yana nasıl yaşarız? Kimsenin kimseden üstün olmadığı bir şekilde. İşte bunun için söylemeye başladık. Şimdi de kalıcı, onurlu bir barış nasıl olacak işte bugün bunun için söylüyoruz.

Nasıl olacak peki?

F.Ö: Geçen yıl çok ciddi politik gelişmeler yaşandı. Ceylan Önkol hayatını kaybetti. Bu memlekette çocuklar polis ve asker tarafından öldürülüyor. Ama bir de açılım süreci yaşandı. Konuşulmayan birçok şey konuşulmaya başlandı. Ama yetersizdi. Açılım ilk başta umut oldu, sonra başka bir sürece girildi. Umutsuz olmak istemiyorum. Sanatçılar olarak birilerini harekete geçirmek gerekiyor. Yaşadığımız memlekete dair dertlerimiz var. Biz de kalıcı, onurlu bir barış istiyoruz. Bu albümde de bunu haykırıyoruz.

V.Y: Demokratik özerklik önerileri ciddiye alınmalı ve tartışılmalı. Kadıköy'de Çerkesler anadilleri için miting yaptı. Çok farklı kesimler yavaş yavaş asimilasyona karşı mücadele etmeye başladı. Artık tüm etnik gruplar asimilasyonun perdesini kaldırmak istiyor. Öte yandan, ortak yaşam nasıl olacak bunun modelini ortaya koymak lazım. Biz nasıl birlikte yaratıyorsak, yan yana durabiliyorsak tüm halklar ortak yaşamda yan yana durabilir.

'Nasıl oluyor da seçilmemiş insanlar halkın seçtikleri için karar veriyor?'

A.T: Aslında çok basit; herkes herkesi sevmek zorunda değil, ama saygıyla karşılamak zorunda. Avrupa'da öyle, Amerika'da öyle, biliyoruz birileri bunu yapmıyor. Ondan dolayı bir rahatsızlık var. Gazze'deki çocuğu devrimci ilan ediyorsun ama İsrail ciplerini alıp Hakkari'de Kürt çocuklarını eziyorsun. İyi düşünceli insanların yan yana gelmesinden korkuyorlar. YSK'nin veto kararlarını hiç anlamamıştım. Bir halk birini seçmiş, seçilmeyen insanlar halka liderlik yapabilir mi? Seçilmemiş insanlar seçilmiş insanlar için karar veriyor. Dünyada böyle bir şey ancak faşizmle yönetilen ülkelerde olur.

Ermenice şarkı Ceylan Önkol'u hatırlatıyor

Kardeş Türküler'in her albümünde, müziğin yanında güncel politik koşulların anlatıldığı sesler de duyarız. Çocuk (H)Aklı albümünde de benzer politik sesleri duyuyor muyuz?

F.Ö: Evet, yine politik bir albümle Türkiye'deki politik gelişmelere ilişkin sözümüzü ifade etmek istedik. İsminden başlamak isterim. Çocuk (H)Aklı albümün adı ama çocuk şarkılarından oluştuğu için değil. Evet içinde çocukları anlatan; bu memlekette yaşayan farklı çocukların çocukluk durumlarını hayata 1-0, 2-0, 3-0 mağlup başlamış çocukların hikayelerini anlatan şarkılar var. Mesela Hekim isimli bir şarkımız var. Göçlerle İstanbul'a gelmiş Kürt bir çocuğu anlatıyor. Hekimo'yu. Şarkının bestesi Arto'ya, Kürtçe sözleri de Vedat'a ait. Hekim, İstanbul'a geldiğinden beri midye satmış, çakmak satmış ve hep zorluklarla karşılaşmış, hiçbir işte tutunamamıştır. Sebep Hekim değildir, buranın şartlarıdır. Sistem onun var olmasına izin vermemiştir, hayata 1-0 yenik başlamıştır. Bir de Nazar isimli bir şarkımız var. Gerçek bir hikayedir. Nazar Sulukule'de yaşayan bir çocuk. Sulukule'deki kentsel dönüşüm projesi ile Karagümrük'e göç etmiş ve ailesi olmayan bir çocuğun hayata tutunma çabasını, inatçılığını anlatıyor Nazar şarkısı. Ermenice şarkımız Haydo ise Ermeni bir çoban çocuğun öyküsünü anlatıyor. Haydo bize, havan topu ile öldürülen 12 yaşındaki Ceylan Önkol'u hatırlatıyor. Haydo'da Ermeni bir aileyi anlatıyor. Kimliği ne olursa olsun çocukların benzer kaderler paylaştığını anlatıyor. Yoyo isimli bir şarkımız var. Yoyo, evrensel bir oyuncak, şarkının Arapça sözleri var ama Vedat Kürtçe sözler de yazdı. Yoyo'nun sözlerinde çocuk babasına 'baba yoyomu getir' diyor. Arapça olarak yaşanan savaşa isyan ediyor aslında. Kürt coğrafyasında taş atan çocuk da, Filistin'de taş atan çocuk da yaşananlara isyan ettikleri için o taşları atıyorlar, kimse onları yönlendirmiyor.

Hükümetin, farklı ülkelerdeki çocukların taş atma halini farklı yorumlamasına ilişkin bir eleştiri diyebiliriz...

F.Ö: Filistinli çocuk da Kürt coğrafyasında taş atan çocuk da bir şeye isyan ettiği için o taşı atıyor. Ama bugün Türkiye'den konuşan hükümet yetkilisi Filistin'deki çocuğu devrimci, mağdur, isyan eden, hak arayan çocuk olarak değerlendirirken, Kürt coğrafyasında benzer nedenlerle taş atan çocukları terörist olarak değerlendirebiliyor. Yoyo isimli şarkı biraz da bu çelişkiyi anlatıyor.